Suç ve Ceza

Fyodor Dostoyevski
Hîç dur durak bilmeden yürüdü. Zihnini dağıtacağı bir şeylerin önlemini duyuyordu fakat ne yapacağımı, hangi yola başvuracağını bir türlü bilmiyordu. Her geçen saniye şiddeti artmakta olan karşı konulmaz bir duygu, etkisini göstermekteydi. Bu duygu öyle bir duyguydu ki etrafını saran her şeye karşı haddi hududu belli olmayan, genel olarak fiziki bir iğrenmeyle beliriyordu içinde, inatçı ve uğursuz bir iğrenme.... Yolda denk geldiği herkes ona tiksinç geliyor, yüzlerinden yürüyüşlerinden, hal ve hareketlerinden tiksinti duyuyordu. Biri kendisiyle konuşmaya kalkmış olsaydı, onunla ağız dalaşına girebileceğini veya onu ısırmaktan çekinmeyeceğini hissetti...
“İnsanlara olan saygımı korumak için onlardan uzak durmaya çalışıyorum.” derken çok haklıydı...
Reklam
İyi olacağım ve artık üzülmeyeceğim... Peki ama hiç iyi olmazsam? Aman Tanrı'm!.. Bütün her şeyden öylesine yoruldum ve bezdim ki!
Kan, akacak yer bulamayıp pıhtılaşırsa hayaller kurmaya başlarsın...
Ruhunun derinliklerinde, sonu gelmez yalnızlığın ve dünyayla tüm bağlarını koparmış olmanın verdiği kasvetli bir acı varlığını hissettirdi.
...duygularının incinmesinden dolayı yatağa düşmüştü.
Reklam
Ben de, kim olursa olsun, hayatımda hiç kimseye en küçük bir yük olmak istemediğimden, bunu kendim için de istiyorum, bir kuru ekmeğim ve sen...olduğu müddetçe tamamen özgür, bağımsız yaşamak istiyorum.
Yüreği bomboştu. Düşünmek dahi istemiyordu, içini kaplayan kasvet de zaten dağılmıştı."Bütün olanlara bir nokta koymak" amacıyla yola aktığı anda hissettiği o enerjinin yerinde yeller esiyordu; bunun yerine tam bir hissizlik hali çökmüştü.
İnsanlar, hissiz bir öfkeyle birbirlerini öldürüyorlardı.
Reklam
Birinci Bölüm - 6
Sanırım idam edilmeye götürülen bütün mahkûmlar, yolda denk geldikleri her nesneye zihinsel olarak böyle saplanırlar,
Izdırap ve acı geniş vicdanlarla derin yürekler için her zaman zaruridir. Bana öyle geliyor ki gerçekten büyük insanlar şu dünyada büyük acılar çekmek zorundadırlar.
Sayfa 342Kitabı okudu
Bütün her şey insanın kendi elinde fakat sırf korkaklığı yüzünden bu fırsatların elinden kayıp gitmesini seyrediyor
O zaman Tanrı onlara, 'Kendini beğenmişler, ey akıllılar,' diyecek, 'onları kabul ediyorum çünkü kendilerini benim tarafımdan kabul edilmeye layık görmeyenler yalnız bu kimselerdir. Daha sonra ellerini bize uzatacak ve bizler onun önünde yerlere kapanacağız... Ağlayıp sızlayacağız... Ve her şeyi anlamaya başlayacağız...
Dördüncü Bölüm - 4
"Ancak gerçekten de bir günahkârsınız, bu bir gerçek," diye ekledi "ve en büyük günahınız da kendinizi yoktan yere yıpratmanız ve kendinize ihanet etmeniz."
Sayfa 415Kitabı okudu
Resim