Hîç dur durak bilmeden yürüdü. Zihnini dağıtacağı bir şeylerin önlemini duyuyordu fakat ne yapacağımı, hangi yola başvuracağını bir türlü bilmiyordu. Her geçen saniye şiddeti artmakta olan karşı konulmaz bir duygu, etkisini göstermekteydi. Bu duygu öyle bir duyguydu ki etrafını saran her şeye karşı haddi hududu belli olmayan, genel olarak fiziki bir iğrenmeyle beliriyordu içinde, inatçı ve uğursuz bir iğrenme.... Yolda denk geldiği herkes ona tiksinç geliyor, yüzlerinden yürüyüşlerinden, hal ve hareketlerinden tiksinti duyuyordu. Biri kendisiyle konuşmaya kalkmış olsaydı, onunla ağız dalaşına girebileceğini veya onu ısırmaktan çekinmeyeceğini hissetti...