Kimse kimseyi anlamıyordu. Herkes gerçeğin yalnız kendisinde olduğunu sanıyor, başkalarına bakarak acı çekiyor, göğsünü yumrukluyor, ağlıyor ellerini ovuşturuyordu. Kimi, nasıl yargılayacaklarını bilmiyorlardı. Neyin iyi, neyin kötü olduğunda anlaşamıyorlardı.