Bir idam mahkumu ölümünden bir saat önce, galiba, şöyle düşünmüş, eğer yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde, ancak iki ayağını koyacak kadar daracık bir yerde oturması gerekse, çevresinde uçurumlar, okyanuslar olsa, sonsuz karanlıklar, sonsuz bir yalnızlık, bitmez tükenmez fırtınalar sürüp gitse, o, bir arşıncık yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, kıyamete kadar ayakta dursa, yine de öyle bir yaşayış, o anda ölmekten daha iyidir. Yeter ki yaşasın! Nasıl olursa olsun, yalnız yaşasın!