Suçlular ve Güçlüler

Uğur Mumcu

Oldest Suçlular ve Güçlüler Posts

You can find Oldest Suçlular ve Güçlüler books, oldest Suçlular ve Güçlüler quotes and quotes, oldest Suçlular ve Güçlüler authors, oldest Suçlular ve Güçlüler reviews and reviews on 1000Kitap.
376 syf.
10/10 puan verdi
Uğur Mumcu • Suçlular ve Güçlüler
Bir inceleme yapmam gerekirse eğer öncelikle bilinmelidir ki dönemin belki de bugün bile ülkemizin en cesur kalem tutan gazetecisiydi. Dönemin siyasal olaylarını, damga vurmuş siyaset insanlarını tanıyacak ve 12 Mart yönetimince de karanlıklara terk edilmek istenen kışkırtıcı ajanları, muhbirleri, ve cunta öykülerini belgelerle göreceğiniz bir kitap okuyacaksınız... Keyif alacağınız bir kitap olacaktır geçmişi araştırmayı sevenler için...
Suçlular ve Güçlüler
Suçlular ve GüçlülerUğur Mumcu · Tekin Yayınevi · 1995210 okunma
12 Mart Üzerine
Yurdumuzda bir ittifak kurulmuş, devletin de, toplumun da çıkarı küçük bir azınlığın çıkarı uğruna unutturulmuştur. Türk-İş yöneticisi Halil Tunç, Ağustos 1972
Sayfa 27 - TekinKitabı okudu
Reklam
12 Mart Üzerine
Kısaca, 12 Mart döneminde büyük sermayeyi destekleyen bir ekonomi politikası izlenmiş, enflasyon körüklenmiş, spekülatörler, toptancı tüccar, büyük sanayiciler, bankacılar bundan yararlanırken, işçisi, çiftçisi, esnafı, küçük ve orta sanayicisiyle toplumun bütün öteki kesimleri bundan zarar görmüştür. Başbakan Talu ise, büyük sanayinin sermaye birikimini kolaylaştırdığı ve kârlarını artırdığı için enflasyonu fütursuzca savunmuştur.
Sayfa 28 - TekinKitabı okudu
12 Mart Üzerine
Ankara 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi başkanı Ali Elverdi, egemen düşünceyi 15 Kasım 1974 tarihli Son Havadis gazetesinde şu sözlerle açıklamaktadır: "Bugün Türkiye'de nihayet 40 milyonda, olsun da 3 - 5 yüz bin solcu düşünceli olsun. Geri kalan milyonlarca Türk bizimle beraberdir. Bu solcuların dirijanlarından yurdumuz kurtulursa, bu memleket refaha, huzura kavuşur." *Dirijan: İdareci, bir işi çekip çeviren
Sayfa 29 - TekinKitabı okudu
Anayasa ve Fikir Suçları
Batı demokrasisi ilkelerinden esinlenmiş Anayasamıza göre fikir suçu yoktur. Ancak, bazı siyasal partilerimize ve savcılarımıza göre en büyük suç, toplumsal sorunlar ile ilgili araştırma ve yayın yapmaktır. Herhangi bir ülkede, herhangi bir iktidara bağlı savcılar bazı düşüncelerden hoşlanmayabilirler. Ama bir ülke demokrasiyle yönetilme iddiasında ise, yetkiler Anayasaca saptanmıştır. Yasaklar ve cezalar demokrasinin özüne aykırı olamaz. Demokrasi ve hukuk devleti, aydınların cezaevlerine yollanmasıyla çözülmez. Aksine çürür ve bir gün yok olur.
Sayfa 56 - TekinKitabı okudu
Haberleşme Özgürlüğü ve Sorumluluk
Bugünkü düzen bütün suçların ana kaynağıdır. Bu hukuk dışı davranışlara âlet olanların bir gün hesap vereceklerini düşünmeleri gerekir. Bugünkü statüler ve güvenceler geçicidir. Devrimci bir yönetim kurulduğunda bütün bunların hesabı sorulacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. (Cumhuriyet - 4 Şubat 1971)
Sayfa 91 - TekinKitabı okudu
Reklam
Anayasayı İhlâl Suçu
Anayasa ve Ceza yasası açıktır. Bugünkü düzenin sorumluları, Anayasayı ihlâl suçlarından dolayı yargılanmalıdırlar. Ancak bizce önemli olan, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığına ve Türk halkının insanca yaşama savaşına karşı işlenmiş suçlardır. Anayasayı ihlâl suçu, bu suçların yanında hafif kalmaktadır! (Cumhuriyet - 12 Mart 1971)
Sayfa 106 - TekinKitabı okudu
Savcılar, Bir Dakika
İstanbul'da Taylan Özgür adında bir öğrenci, polisin gözü önünde öldürüldü. Katil ya polistir ya da görevli polisler görevlerini ihmal ederek katili yakalamamışlardır. Her iki durumda da sizin harekete geçip dâva açmanız gerekmez mi? Açmadınız. Açamadınız. Çünkü iktidar böyle istiyordu. (Devrim - 19 Mayıs 1970, sayı 31)
Sayfa 111 - TekinKitabı okudu
Sosyeteden Ne Haber?
Gerçek şu: Bu devlet, egemen sınıflar devletidir. Bu devlette, işçinin, köylünün, dar gelirli memurun hayat ve söz hakkı yoktur. Ekonomi yabancı sermayenin sözcülüğünü ve komisyonculuğunu yapan bir mutlu azınlığın elindedir. Devlete hükmeden bu azınlıktır. Siyasal partiler, bu azınlığın emrindedir. Partilerin, perde arkası genel başkanları, genel sekreterleri ve sözcüleri bu sermayecilerdir. Devletin ekonomik yaşantısı, sosyete sütunlarında boy gösteren bu zevat tarafından düzenlenmektedir. (Devrim - 8 Eylül 1970, sayı 47)
Sayfa 115 - TekinKitabı okudu
Yahya Han'ın Şerbetçisi
(Turhan) Feyzioğlu. Sen siyasî hayata bir üniversite kürsüsünden "Nabza göre şerbet veren münevverlerden olmayınız" diyerek başladın. Ne kadar yalanlarsan yalanla, bugün, faşist bir düzen kurmak için Yahya Han şerbetçiliği yapıyorsun. Sen bir halk düşmanısın. Sen, işçilerin, köylülerin, gençlerin düşmanısın. Güvendiğin dağlara kar yağacak ve bir gün bütün yaptıklarının hesabını vereceksin. (Devrim - 22 Aralık 1970)
Sayfa 123 - TekinKitabı okudu
Reklam
Materyalist
Gazetelere demeç veren, kürsülere çıkıp konuşmalar yapan bu politikacıları, birileri çıkıp da sınava çekse : — Materyalist kimdir? — Paraya düşkün olan. — Komünist nedir? — Din iman tanımayandır. — Anarşist nedir? — Servet düşmanıdır. — Leninist nedir? — Şanlı tarihimize karşı Maoist bir düzen kurmak isteyendir. — Marksist kimdir? — Leninistlerle birlikte eyleme geçendir. — Maoist kime denir? — Ne dediniz efendim? Maoist mi? Galiba "hattâ Maoist" olacak bu. Hem servet, hem tarih, hem de Türklük düşmanı olan, anarşist demek. Tek başına Maoist olmuyor. "Marksist-Leninist hattâ Maoist" olanlar anarşisttir... Şaka bir yana, inanır mısınız ki, bu konularda bilgi sahibidir bu politikacılar? Sadece papağanlar gibi ezberledikleri kavramlarla tepinerek "vatan kurtardıklarını" sanırlar. Siz hiç "fikir suçu" sanığı AP'li, DP'li, CGP'li, MHP'li gördünüz mü? "Fikir suçu" işlemek için de insanda bir parça "fikir" olması gerekmez mi? Boşuna mı kitap düşmanlığı yapar bunlar? (Yeniortam - 22 Haziran 1974)
Sayfa 207 - TekinKitabı okudu
Hukukçu ve Cellat
Hukuk, tarihin her döneminde egemen güçlerin aracı olmuştur. Siyasal iktidarlar, emekçi halk yığınlarının istek ve özlemlerini bastırabilmek için mahkemeleri ve köle ruhlu yargıçları birer işkence âleti gibi kullanmışlardır. Siyasal tarih bu tür mahkemelerin öyküleri ile doludur. (Yeniortam - 31 Haziran 1974)
Sayfa 273 - TekinKitabı okudu
Topaçlar
Siyaset sahnelerinde eski ihtilâlciler vardır. "Devrimciliği", "Atatürkçülüğü" kimseye bırakmazlar. Bir güç dönem gelir. Bütün Atatürkçüler, bütün devrimciler ezilmek istenir tek tek. İhtilâlci, ezilenlerden yana değil ezenlerden yana çıkmıştır. — Marksist kışkırtıcılığa karşıyım, deyip istifa ederler partilerinden en güç günlerde, arkadaşları işkence everinde can çekişirken — İşkence iddiaları komünistlerin yalanıdır, diyen başbakanların partisine girerler tebessümlerle. Ve bütün bunları "Atatürkçülük" adına yaparlar sonra, siyasal geleceklerini parlak görmedikleri için bu partiden de istifa ederler. — Partide Atatürkçülük suçlanıyor... derler. Atatürkçülerin, devrimcilerin yargılandıkları günleri hiç hatırlamazlar... Topaçtır işte bunlar. Tutkularının ipi bedenlerine ne yönde sarılmışsa o yöne dönerler. Bazan sağa, bazan da sola. Dönerler, dönerler, dönerler yoruluncaya kadar. (Yeniortam - 3 Mayıs 1974)
Sayfa 310 - TekinKitabı okudu
367 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.