Sultan Hamid'in Son Günleri

Ziya Şakir

Newest Sultan Hamid'in Son Günleri Quotes

You can find Newest Sultan Hamid'in Son Günleri quotes, newest Sultan Hamid'in Son Günleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Sürgün
İstibdat erkanindan mühim bir zatın İstanbul'da bekası caiz görülmediğinden , derhal Selanik 'e nakli icap ediyor ........ . Şehir haricinde ikamet ettikleri Alatini Köşkü'nü ordu namına bize terk etsinler .....
Sayfa 45 - Akıl Fikir YayinlariKitabı okuyor
Bugün öğleden sonra Müşfika kadın efendi ile pencerenin önünde oturuyorlardı Abdülhamit son günlerde havaların güzel gitmesinden dolayı hafifçe yeşillenen muhite bakarak gülümsedi Kadınefendinin elini tutarak yüzüne baka baka şu arapça beyti okudu Selâsetün tüzhibnelhüzne Elmaü velhazraü velveçhulhasen Dedi Kadınefendi de aynı tebessüm ile bu beytin manasını sordu O zaman Abdülhamid halinden memnun bir vaziyet alarak izah etti Dünyada hüznü ve kederi izole eden 3 şey varmış Biri su diğeri yeşillik öteki de güzel yüz’müş Sonra da senin hüsnü cemâlin Elhamdülillah üçü de karşımda Bundan büyük saadet olur mu kadınım dedi Kadın efendi kendisine senelerden beri derin bir muhabetle merbut (bağlı) olan Abdülhamid’in bu samimi sözlerine pek memnun oldu 18 şubat 1331(2mart1916)
Reklam
13 teşrinievvel 1330 (26 Ekim 1914) Abdülhamit bugün uzun uzadıya muhaliflerden bahsetti diyor ki : Böyle tehlikeli zamanlarda nifak iyi bir şey değildir . Hükümetin bir hatası varsa bile bunu icap edenlere bir lisanı münasiple (uygun bir dille) söylemelidir Hele memleketin haricinde yabancılar arasında kendi hükümeti aleyhine çalışmak en çirkin bir şeydir Şerif Paşa’nın Mısır’dan yunanistan’a geçtiğini gazeteler yazıyor Pekala bu bir hafif meşreplik değil de nedir? Bilmem.Sabahattin ne oldu Onun hiç sesi Sedası çıkmıyor . Belki de buraya gelmiş köşkü’ne çekilmiştir. Galiba Sultanzade olduğu için hükümet pek sık takip etmiyor … memleket haricinde muhalefet yapanlar zannedersem 60 70 kişi kadar var. Baksanıza Hidiv’i (mısır valisini) öyle bir hale getirdiler ki zavallı Adamcağız bir türlü Mısır’a gidemiyor Eğer bu meselede İngilizler galebe çalarsa (üstün gelirse) netice hepimiz için çok vahim olur Allah hepimizin Encamını hayır eylesin Bir taraftan milleti diğer taraftan da kendi halimi düşünüyorum. Bakalım biz ne yapacağız? elimizde avucumuzda bir şey kalmadı. Çoluk çocuğun hali ne olacak? düşündükçe insanın tüyleri ürperiyor Abdülhamid birden bire sözü tebdil ederek (değiştirerek) Bakalım şimdi bütün ümit Almanlarda kaldı eğer onlar galebe ederlerse bizim için biraz ferahlamak imkanı hasıl olur Olur ama o zaman da alman tahakkümü altına girmek tehlikesi vardır diye sözlerine hitam (son) verdi
Çengelköy’ündeki Kuleli askeri idadisinin talebesi saray civarındaki kışlaya geldi . Mektep binası da hastane olacakmış. Bu mesele bir bidayeten(başlangıçta) o Abdülhamid’i epeyce düşündürdü. Saray civarında böyle kesif(yoğun) bir insan kitlesinin bulunması onun evhamına(kuruntusuna) dokundu -Şayet bir hastalık zuhur ederse (ortaya çıkarsa)önünü almak güç olur, dedi. Fakat . Bana hak verdi şimdi de peyderpey (yavaş yavaş )İstanbul’a toplanan askerin nerelerde yatacağını merak ediyor. -önümüz kış. Uzun müddet asker çadır altıda nasıl yatar? Bu kadar asker koca bir kışta ateşsiz nasıl yaşar diyor ve bunların büyük binaları yerleştirmesini temenni ediyor
Vaziyet gittikçe fenalaşıyor. Dünya, adam akıllı birbirine karışacak. Bugünkü gazeteler Boğazları kapattığımızı yazıyorlardı. Bu da bir nevi harp demektir. Şayet İngilizler bundan münfail olurlar da(tesir altında kalıp) boğazı zorlamaya başlarlarsa netice pek vahim olur. Ben, her vakit söylerim ya: ah bu İngilizler. En çok onlardan korkarım. Baksanıza hidiv de (vali de) burada kaldı. Bir türlü Mısır’a gidemiyor. Tabii orada İngilizlerden korkuyor. İngilizler her fenalığı yaparlar. Mesela, mısıri derhal kendilerine ilhak edebilirler(katabilirler). Yahut oranın idaresini, istedikleri birine verirler. Ah, ah. Eğer biz işe karışmasaydık çok iyi olurdu. Fakat bu genç ve acemi ricali siyasiyenin(siyaset adamlarının) büyük bir pot kırmalarından korkuyorum. İşte bakınız: Boğazları kapattık ,diyorlar. Şu halde iş işten geçti demektir. Boğazları kime karşı kapıyoruz. İngilizlere Fransızlara İtalyanlara karşı değil mi? Öyleyse onlarla bir nevi hali harp ilan ediyoruz demektir. Derin derin içini çekerek -of of… çok fena bir zamandayız. Dünya,dünya olalı bu kadar karışmamıştır. Hemen Allah Encamımızı (sonumuzu) hayır eyleye
İbrahim bey Sait ve Kamil paşalardan bahsederken sözü onların hatıratına intikal ettirdi ve bu hususta Abdülhamid’e fikrini sordu Abdülhamit şu cevabı verdi:  Daha ben saltanatta iken bile bu adamların ne kadar şahsiyetçi olduklarını bilirdim esasen her ikisi de resen tedviri umur edemeyen(kendi başlarına idare edemeyen iş göremeyen) adamlardı. Ancak, maiyet de iş görebilirlerdi. böyle büyük makamın ehli değillerdi. bu iki şahsın ne ahlâkta adam olduklarına en büyük delil neşrettikleri yalan yanlış hatıralardır Derin derin iç çekerek eğer ben Sait Paşa ile Kamil Paşa’ya uyusaydım bu memleket çoktan inkıraz bulurdu Neyse , onun orasını Allah bilir Vakıa,dünyada görüşmemiz artık mümkün değil Ben onlarla yarın Allahın huzurunda görüşeceğim nura fa olacağım
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.