Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

(1839-1909)

Sultanın Paşaları

Olivier Bouquet

Sultanın Paşaları Sözleri ve Alıntıları

Sultanın Paşaları sözleri ve alıntılarını, Sultanın Paşaları kitap alıntılarını, Sultanın Paşaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ahmed Cevdet (1823-1895)
Saicill-i Ahval'de kayda geçirilen ilk paşadır (no:23). Çok yönlü, çok meslekli bir devlet adamıdır. Richard Chambers onu din adamı, hukukçu, tarihçi, şair, çevirmen, alim, dil uzmanı, öğretmen, idareci ve devlet adamı olarak tasvir ediyor. Vezir olan bu eski alim gelenekte ,işe yarar her şeyin modernliğe kazandırılmasını temsil eder. Örnek erkanı şahsında mükemmel biçimde sentezleyen kişidir. Cornell Fleischer'in Mustafa Ali ile ilgili ifadesini kullanacak olursak, entelektüel ile bürokratın karışımı olan Ahmed Cevdet, Ahmet Vefik Paşa'nın edebiyatta yaptığını hukuk alanında yapar; bu da onu bazı tarihçilerin gözünde Tanzimat'ın en büyük devlet adamı yapmıştır.
İmparatorluk Tarihine Uygun Bir Unvan: Osmanlı Paşası
Paşalıkla ilgili olarak imparatorluk tarihinin muhtelif devirlerinde ön plana çıkmış isimleri şöyle bir düşündüğümde, ilk söyleyebileceğim şey, en has Osmanlı unvanını bu devlet görevlisinin taşıdığı olurdu. Sultanların uygarlığını başka kim onun kadar yansıtabilir? Devlet erkanının onurlandırıldıkları (emir, bey, mirimiran, vezir gibi) diğerlerinin aksine bu paye daha imparatorluğun kuruluşunda ortaya çıkmıştır. Tarihte ileri doğru gidildiğinde ise paşalık Osmanlılardan sonra ancak on iki sene yaşayabilmiş, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1934'te çıkardığı yasayla yasaklanmıştır.
Reklam
Paşa kişiliği
Bir Türk öğrenciye paşa figürünün kendisine neleri çağrıştırdığını soracak olsam inanıyorum ki, bir mülki idareciden, generalden veya reform sürecindeki devletin hizmetindeki diplomattan ziyade, çökmekte olan bir rejimin yozlaşmış yetkilisinden bahsedecektir. Aynı soruyu bir Fransız öğrenciye soracak olsam, haremi içinde koca göbekli, bedbin bir Türk veya gözünü kan bürümüş bir yeniçeri tasvir edeceğini sanıyorum.
Ömür Boyu Tahsil: Daire ve Salon
Bundan başka, en rafine sosyalleşme mekanı olan konakların salonlarında da öğrenim devam eder (kullandığımız kaynakta geçmemekle birlikte temel önemi olan mekanlardır bunlar). Gençlerin yıldızı buralarda parlar: Ahmet Cevdet, edebiyat alanında ününü ilk defa Süleyman Fehim Efendi'nin konağında duyurur. İstanbul'un enteleketüel arenasında başkalarıyla rekabet halinde olan Cevdet, Osmanlı olduğu kadar Avrupalı bir 19. yüzyıl figürüne, "kökenleri bakımından mütevazı, imkanları kısıtlı, fakat sınırsız ihtirasları olan edebiyatçı" tipine yaklaşmaktadır. Kişi kendi salonuna da sahip olabilir: Abdüllatif Subhi'nin salonunda her çeşit bilgin buluşur; edebiyat tutkunu Yusuf Kamil Paşa'nınkinde genç alimler ve şairler toplanır; Ahmet Vefik Paşa'nın salonunda diplomatlar gece yarılarına kadar edebiyat konuşurlar. Sosyalleşme kurumlaşır: Mehmed Tahir Münif'in temel direklerinden biri olduğu beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi gibi cemiyetler kurulur.
Sayfa 291Kitabı okudu
Yorulmak Bilmeyenler
Sanki paşalık unvanı insanı yorgunluktan azade kılmakta, sanki devlet görevi kişiye daha çok dinlenme avantajı vermekte ve bu "arpalıklar" (E. Mezururs) insanı zamanın acılarına karşı korumaktadır. Elbette Osmanlı memurunu Şark usulü bir tembellik timsali haline getirmemek, ama paşaların devlet dairelerinin hayhuyuna çok fazla bulaşmadıklarını da kabul etmek gerekir. Devlet, ihtiyarlarıyla ilgilenmektedir: Sık hasta olan ve yaşı ilerlemiş bu yüksek memurlara merhametle yaklaşılır. Belli bir yaştan sonra iklimden kaynaklanan güçlüklerle karşılaşıldığında bazı paşalara kısa sürede istifa etme imkanı tanınır. Bazısı Paris'te sürdürdüğü hayatın sağlığını tehdit ettiğini bildirir bildirmez İstanbul'a dönüş izni alır. Tedaviye ihtiyacı olan biri Bursa'ya kaplıcalara yollanır. Kuşkusuz paşalara herhangi birinden daha iyi bakılır. Kuşkusuz sultana yakın olanlar için saray hekimleri seferber edilir. Zaten ölümün eşiğine gelmiş bu değerli insanlar en iyi tıbbi tedavi imkanlarından mahrum bırakılamazlar ya?
Sayfa 468Kitabı okudu
Paşaların İhtişamı
Haşmetli paşa çok farklı şekillerde kendini gösterir: Bürokrat olarak kurumların reformuna öncülük eder; sefir olarak "sefaret işlerine aşina"dır; nazır olarak "becerikli politikacı"dır; kaptan-ı derya olarak "büyük denizcidir"; içerideki kargaşalara ve dışarıdan gelen tehditlere karşı güçleri ve gönülleri seferber eden askerdir. Ve imparatorluğun son döneminde askeri başarılardan nadiren yüzü gülse de başı dik, eğilip bükülmeden savaşmayı bilir. Asker yetişmemiş olsa bile onda her zaman bir lider kumaşı vardır: Kırım Harbi sırasında silah kuşanan bürokrat Fuad Paşa, Sezar gibi davranır, adamlarının önünde Arcole köprüsünü geçen Bonapart gibidir.