En Eski Sünneti Doğru Anlamak Sözleri ve Alıntıları
En Eski Sünneti Doğru Anlamak sözleri ve alıntılarını, en eski Sünneti Doğru Anlamak kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... Bugün " Sünnet denilince Müslümanların aklına genellikle ilk olarak peygamberimizin kıyafet, adab ve ibadetlerdeki müstehaplarla ilgili uygulamaları gelmektedir.
Rasulullah'ın yüksek ahlakına dair meziyetlerinin veya iktisadi,hukuki, siyasi uygulamalarının ilk akla gelen sünnetler arasında, hatta sünnetler arasında sayıldığını pek rastlanmıyor.
Bu, üzerinde önemle durulması gereken bir husustur.
Müslümanlara verilen hatalı, noksan ve bütünlükten uzak sünnet imajı onları şekilci ve davranış kalıplarını taklitten ibaret bir sünnet anlayışına götürmüştür. "
"Hz. Peygamberi sevmek, sadece ona salat ve selam okunduğunda tazim ifadesi olarak elimizi göğsümüze götürmek değildir. Peygamberi sevmek, Peygamber'in her yaptığını şekli olarak yapmak, her yapmadığını da yine şekil planında yapmamak değildir. Peygamber'i sevmek, onun izinden gitmektir, onu yakından tanımaya çalışmaktır. Kısaca onu örnek almaktır. "
Sünneti terk edip sadece Kur’an‘la amel fikrinde olanların öncelikle kendi anlayışlarına göre kolay bir din yaşamak istemekte olduklarında şüphe yoktur.
Sünnet ya Kur’an-ı Kerim’de bulunmayan meselelerin teşriinde müstakildir veya Kur’an’daki hükümleri destekler veyahut da Kur’an-ı Kerim’deki mücmellerin, müphemlerin açıklayıcısıdır. Dolayısıyla Sünnet’in olmadığı bir dinin düşünülmesi imkansızdır. Çünkü Sünnet olmaksızın İslam dininin doğru ve tam olarak anlaşılması, yaşanması mümkün değildir.
Kur’an-ı Kerim insanlara gönderilen ve kıyamete kadar yürürlükte kalacak olan tebdil ve tağyirden uzak evrensel, mu’ciz ve son kitaptır. Kur’an-ı Kerim’i en iyi bilen, anlayan ve uygulayan Hazreti Peygamber ﷺ de kıyamete kadar insanlar için örnek ve model teşkil eden mümtaz bir şahsiyettir. O, Kur’an-ı Kerim’i hayatının tüm safhalarında, tüm yönleriyle bir bütünlük içerisinde uygulamış ve pratik olarak İslam’ın uygulanmasını insanlara göstermiştir. Kur’an ve sünnet, et ile kemik gibi iç içe girmiş ve birbirinden ayrılmaları mümkün olmayan İslam dinini oluşturan unsurlardır. Her ikisi bir bütünü meydana getirmekte ve birliktelik oluşturmaktadır.
Sünnet’siz bir müslümanlığın ne anlaşılması ne de yaşanması mümkündür. Hz. Peygamber’in konumu ve misyonunun doğru olarak bilinmesi, hadislerin doğru anlaşılması ile mümkündür. Tarihi süreç içersinde müsteşriklerin “İslam Kur’an‘dan ibarettir.” şeklindeki kendilerinin de itiraf ettikleri tarihi yanılgının bazı İslam toplumlarında küçük gruplarda da olsa tekerrür etmesi o kişileri müsteşriklerin dahi gerisinde bırakacaktır.
Günümüz toplumunda halkımızın hadis kültürü ve bilgisi çok yetersiz olup daha çok kulaktan duyma ve şifahidir. ...
Bugün “Sünnet denilince müslümanların aklına genellikle ilk olarak Peygamberimizin kıyafet adab ve ibadetlerdeki müstehaplarla ilgili uygulamaları gelmektedir. Rasûlullah’ın yüksek ahlâkına dair meziyetlerinin veya iktisadî, hukukî, siyasî uygulamalarının ilk akla gelen Sünnetler arasında, hatta Sünnetler arasında sayıldığına pek rastlanmıyor.