Kur'an'ın ilk hitap çevresini teşkil eden Araplar belki çağlarının en kötüleri değillerdi, ama en iyileri hiç değillerdi. Kur'an onlara yönelik çabasını, uçuruma yuvarlanmak üzere bulunan bir toplumu kurtarma çabası olarak nitelemektedir.
Sünnetullah'ın değişmezliği ilkesinden hareketle her doğal afeti ilahi bir cezalandırma olarak nitelemek de, kuran açısından doğru bir değerlendirme olmaz.
Her afete maruz kalan bölgede ahlaki olumsuzluk bulunduğunu söylemek bir zorlama olur
İnsanın tabiat bilgisi konusunda vahye olan ihtiyacı, bu bilginin nasıl elde edileceği değil, nasıl ve niçin kullanılacağı noktasında açığa çıkmaktadır.
Bu itibarla Kur an metninin gerçekten anlaşılabilmesi için o dönemdeki durumu ve dili kendisinden bağımsız düşünemeyecegimiz osyo kültürel iyi bilme geregi ısrsrls tekrar edilmeye deger bir noktadır.çünkü kuran kullandığı her kelımeyi cahili Arabın hayatının içinden almıştır.