Faruk Duman'ın Sus Barbatus'u yayımlandığında hemen almıştım.O zaman devamının geleceğini de bilmiyordum.Yıllar geçti üstünden, Sus Barbatus 2, Sus Barbatus 3 de çıktı.
Öncelikle, daha önce Faruk Duman okuduğumu söyleyeyim.Sus Barbatus, Faruk Duman'ın diğer kitaplarından ayrı bir yerde duruyor gibi, akıcılık açısından.
Bir söyleşisine göre; Faruk Duman, Artvin civarında dolaşırken, köylülerden biri, fakir birinin domuz avlayıp, bunu otellere satmak istediğini söylemiş.İşte bunu; domuzu vurup, yardım alacağınız kasap bulamamayı anlatmak istemiş, Faruk Duman.
Sus Barbatus; Sakallı yaban domuzuna verilen admış.İlk duyduğumda sert bir sesleniş gibi geldi bana.Eminim çoğu kişiye de öyle gelmiştir.
Kitabı okuyup bitirdikten sonra, bu ismin romanın ruhuna ne kadar yakışmış olduğunu düşündüm.
Faruk Duman, yine aynı yörelerde darbe öncesi yaşanılanlarla ilgili duydukları üzerine de yazmak istiyormuş.
Faruk Duman, Sus Barbatus'ta doğa olayları ile insan hikâyelerini, yaşanan dönemin atmosferini de yansıtarak bir araya getirmiş.
Roman, Zeynep ve Kenan üzerine odaklanıyor görünse de çok fazla karakter barındırıyor.
Bekir Komutan,Aysel,Atalay,Kadir Ağa,Mustafa Öğretmen,Faruk,Doktor Servet, Gülşen ilk aklıma gelenler.
Sus Barbatus, Kırmızı Kartal, atlar, ağaçlar, rüzgâr,kar, kara kedi bile bir karakter.Yani tüm doğa.
Sefiller ve Yaban romanları da bir karakter gibi beliriyor kitapta kimi zaman.
Olaylar 1980 darbesi öncesi, 1979 yılında geçiyor.
Politik yönü de güçlü olan bir kitap Sus Barbatus.
Diliyle, kurgusuyla,masalsı anlatımıyla çok sevdiğim bir kitap oldu, Sus Barbatus.
