Kitap çocuk istismarının henüz Avrupa'da bile tabu olduğu bir dönemde yayımlanmış. Çok uzak bir zaman değil, 80'li yılların sonunda kadar Almanya'da bile çocuğa şiddete karşı bir yasa yok, hatta şiddetin çocuk yetiştirmede gerekli gerekli olduğunu savunanlar hiç de az değilmiş. Alice Miller, istismarı ele almaya başladığında medya,
Çocukken mutlaka hayatta kalmam gerekiyordu,eğer ben bugün olduğu gibi olup biteni tüm çıplaklığıyla görebilseydim ve ailemin benimle nasıl ilişki kurduğunu ve bunun nasıl sonuçlar doğurduğunu hissedebilseydim, acıdan ölürdüm herhalde. Halbuki şimdi yetişkin biri olarak gerçeğe katlanabiliyorum.
Bütün hayvanlar âleminde bile böyle bir olguya rastlanmaz, çünkü iyi bir hayvan olsun diye, hiçbir hayvan yavru iken ailesi tarafından varlığının inkarı için terbiye edilmez.
Eğer annem benimle konuşmuyor, benim sorularımı cevapsız bırakıyor,açıklama istegime aldırış etmiyor gözlerini benden kaçırıyor ve sevgime soğuk karşılık veriyorsa, o zaman kabahat, sadece benim kötülüğümdeydi, diye düşünüyordum. Bir çocuk "Annem benden nefret ediyorsa o zaman nefret edilecek biriyim" diye düşünür.
Kitabın basımında hatalar mevcut. Birden fazla kez gördüğüm cümlelerin boşluk bırakılmaksızın oluşturulması, kelimelerde yazdım yanlışları gibi hatalar var.
Bu durum zaman zaman akıcılığı kesiyor ve baştan almayı gerektirebiliyor.
Bunun dışında yazarın daha önce yazmış olduğu kitaplardan alıntıları bulunduğu için araştırma yapılıp o şekilde okunmasını tavsiye ederim. Ben dikkat etmediğim için zorlandım.
“Özgür bir çocuk belki şunu sorabilirdi: Eğer onları daha sonra aç bırakacaklarsa, üşüteceklerse, dikkate almayacaklarsa, hatta isimlerini unutacaklarsa, ailelerimiz neden bu kadar çok çocuk yapıyor? Ama istismara uğramış bir çocuk böyle bir soruyu asla yöneltemeyecektir. Ona, “bütün çocukları tanrı istedi” demelerine inanacaktır.”
“Tehlike, cani bile olsa, tek bir kişiden gelmiyor; tehlike daha ziyade, bütün toplumun cahilliğinde yatmaktadır. İnsanlar bu cahilliği, çocukluğunda inanmak zorunda oldukları yalanlarla tasdik etmektedirler.”
“Çocuk istismarları, gelecek kuşaklara karakter olarak zarar vereceği, fark edilmeksizin kalacağı ve birisi onu dile getirdiğinde inkâr edileceği için, insanlığın insanlığa karlı işlediği kirli ve ortak suçtur.”
İstismara uğrayan her çocuk acısını çektiği kötü muameleleri, çaresizliklerini ve şaşkınlıklarını, ölmemek için bastırmak zorundadır.
Çünkü çocuk organizması bu acıların ağırlığına dayanamaz. Ancak, yetişkin biri duygularıyla baş etme imkanına ulaşabilir. O, bu imkanı kullanmazsa, bir zamanlar hayat kurtarma işlevi olan bastırma, tehlikeli, yıkıcı ve kendi kendini mahveden bir güce dönüşebilir.
Hitler ve Stalin gibi despotların kariyerlerinde onların bir zamanlar bastırılan intikam alma fantezileri, onları tarif edilemeyecek ölçüde yıkıcı eylemler yapmaya sevk etmiştir.
Bu benim teorim değil, aksine çocuk istismarlarının insan yapısının bozulmasına ve insanın kendi yapısını bozmasına, dolayısıyla dünyanın felaketine yol açacağı bir gerçektir. Eğer siz bana bu iddianın yanlışlığını ispatlayabilirseniz size minnettar kalırım. Çünkü şimdiye kadar böyle bir şey duymadım