'Bir kadın birdenbire günlük tutmaya başlamışsa, ya âşık olmuştur ya terkedilmiştir' demişti Suzan. S/9
Sizce?
Günlük tutmak için bu şartlar mı gerekli? Hayatımızın bir döneminde bir şeyler karalamak isteyemez miyiz? Nedir bizi yazmaya iten sebepler? Mutluluklarımız mı? Hayalkırıklıklarımız mı? İçimizdeki her şeyi dökebilir miyiz satırlara? Kaçımız bu kadar dürüst olabiliriz? Sevinçliyken yazdığımız satırlar gözyaşlarımızla ıslandığında gücenirler mi bize? Tuttuğumuz günlük bir gün biri tarafından okunduğunda hissettiklerimizi hissettirebilir mi?
Hissettirebilir, hissettirdi!..
Suzan Defter, bunları hissettirdin bana... Bu eser sadece bir kadın ve bir erkeğin günlükleri değil, yaşanmış yaşanamamış hayatların izdüşümü... Çocukluk travmalarının gölgesinde mutluluğu arayan insanların çırpınışları...
Hayranlıkla okudum seni Suzan Defter... İki farklı günlüğü aynı kitapta böylece ustaca kesiştirmek muazzam. Karanlık bir dönemde yaşanan bir aşkı farklı hayatların gölgesinde okuyucuya sunmak muazzam. İlerlerken geri dönüp okuma tekniği muazzam. Eserden kopacağınızı düşünürken içine çekildiğinizin farkına varamamanız harika bir duygu.
Zamana kendi ölçülerimi koyarak başkaldırdım: kalan ömrümün ölçeği ise bu defter, kendim için kurduğum tuzağa isteyerek düştüm. S/126
Sizin de bu tuzağa düşmeniz dileğiyle...
Kalbimi bıraktım sana "Suzan Defter"... Sevgiyle...