Kayıp Zamanın İçinde

Swann'ların Tarafı

Marcel Proust

En Eski Swann'ların Tarafı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Swann'ların Tarafı sözleri ve alıntılarını, en eski Swann'ların Tarafı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evimde dünyadaki işe yaramaz her şey var. İstediğim ve gerekli olan tek şey ise bunun gibi büyük bir gökyüzü.
Sayfa 69 - Mirhan kitap çeviren Damla Atamer
Kitapların ödünç vermekten nefret eden amcam, hiçbir şey söylemeden beni koridora çıkardı. Pembeli kadına deli gibi aşık olmuş bir halde yaşlı amcamın tütün lekeli yanaklarını tutkulu bir şekilde öptüm.
Sayfa 79 - Mirhan kitap çeviren Damla Atamer
Reklam
“Dünya kurulduğundan beri insanların göze aldığı zihinsel çabaların ve bol keseden savurdukları kibirli yalanların dörtte üçü, kendilerinden daha aşağı seviyede bulunan kişiler uğruna harcanmıştır ve aslında kendilerini küçültmekten başka işe de yaramamıştır.”
Ne var ki, uzak bir geçmişten geriye hiçbir şey kalmadığında, insanlar öldükten, nesneler yok olduktan sonra, bir tek, onlardan daha kırılgan, ama daha uzun ömürlü, daha maddeden yoksun, daha sürekli, daha sadık olan koku ve tat, daha çok uzun bir süre, ruhlar gibi, diğer her şeyin yıkıntısı üzerinde hatırlamaya, beklemeye, ummaya, neredeyse elle tutulamayan damlacıklarının üstünde, bükülmeden, hatıranın devasa yapışını taşımaya devam ederler.
"Benim gazetelerde eleştirdiğim şey, her gün dikkatimizi önemsiz şeylere çekmeleri ; oysa önemli konuların işlendiği kitapları, hayatta üç veya dört kere okuyoruz. Madem her sabah gazetenin şeridini heyecanla koparıyoruz, demek ki bir değişiklik yapıp gazeteye, ne bileyim ben..Pascal'ın Düşüncelerini koymaları gerekir!" (Bu ismi, ukalalık gibi görmesin diye,alaylı, tumturaklı bir tonda söylüyordu.) "Yunanistan Kraliçesi'nin Cannes'a gittiği veya Leon Prensesinin bir maskeli balo düzenlediğini de," dedi, kimi yüksek sosyete mensuplarının sosyete olaylarına karşı sergilediği küçümser tavırla, "ancak on yılda bir açtığımız, sayfa kenarı yaldızlı kitaplarda okurduk o zaman. Böylece doğru orantı sağlanmış olurdu."
Kaybettiğimiz kişilerin ruhlarının, daha ilkel bir varlığın, bir hayvanın, bitkinin veya cansız nesnenin içinde tutsak olduğu yolundaki kelt inancını çok makul bulurum; bu ruhları gerçekten de kaybetmişizdir, ta ki, birçokları için hiç yaşanmayan bir gün, ruhun hapsolduğu ağacın yanından geçinceye, ruhu barındıran nesneyi tesadüfen ele geçirinceye kadar. O zaman ruh irkilip ürperir, bizi çağırır ve onu tanıdığımız anda, büyü bozulur. Bizim tarafımızdan kurtarılan ruh ölümü yener ve bizimle birlikte yaşamaya başlar tekrar. Geçmişimiz için de aynı şey geçerlidir. Geçmişi hatırlama gayretimiz nafile, zihnimizin bütün çabaları boşunadır. Geçmiş, zihnin hakimiyet alanının, kavrayış gücünün dışında bir yerde, hiç ihtimal vermediğimiz bir nesnenin (bu nesnenin bize yaşatacağı duygunun) içinde gizlidir. Bu nesneye ölmeden önce rastlayıp rastlamayacağımız ise, tesadüfe bağlıdır.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.