Tahrir Vazifeleri 11
İsmet ÖzelTahrir Vazifeleri 11 Sözleri ve Alıntıları
Tahrir Vazifeleri 11 sözleri ve alıntılarını, Tahrir Vazifeleri 11 kitap alıntılarını, Tahrir Vazifeleri 11 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insanın utanması her haliyle başkalarını hesaba kattığının en açık belirtisidir. İnsanca duygular içinde utanmak kadar mütebadil ve mütekabil bir başka duygu yoktur.
Sayfa 11 - çıdam yayınları, birinci baskı, ekim 1993, cağaloğlu
her çıkmaz sokağın çıkmaz olduğunu anlamak için sonuna kadar yürümek zorunda bırakıldık.
Meslek hayatına başlayan 'arkadaşlarımın' tamamı böyle oldu
Zaman geçtikçe görürüz ki önceleri kişiliğinin kazanımlarını önemsediğini sandığımız bazı kimseler ellerine ulaşan tatmin araçları yüzünden bizim bir dönem soylu ve yüce sayarak övdüğümüz etkinliklerini kaybetmişlerdir.
Sayfa 16 - çıdam yayınları, birinci baskı, ekim 1993, cağaloğlu
Her çıkmaz sokağın çıkmaz olduğunu anlamak için sonuna kadar yürümek zorunda bırakıldık.
Sayfa 40 - çıdam yayınları, birinci baskı, ekim 1993, cağaloğlu
çünkü insanın hafifletilmesi gereken bir sancısı vardır.
Pascal'ın dediği gibi "Sadece iki çeşit insan vardır: bunların bir kısmı kendilerinin günahkar olduğunu zanneden hakbilir kişiler, diğerleri ise kendilerinin hakbilir olduğunu zanneden günahkarlardır".
Sayfa 37 - çıdam yayınları, birinci baskı, ekim 1993, cağaloğlu
utanmayı terk etmekle insan hakikat arayışını da
hakikatle güvene kavuşma isteğini de bir
kenara koymuş demektir.
biz gerçeklerle her zaman yüzyüze gelebiliriz, ama bazen hakikate erebiliriz.
yararına, yüceliğine, üstünlüğüne inandığımız hakikat bizim oluşumumuzu bekler.
Acaba dünyanın insan elinde kazandığı biçimi beğenmediğimiz için mi okuyup yazmaya daldık, yoksa okudukça ve yazma etkinliğine daldıkça mı dünyayı beğenmez olduk, burada işler yeterince karışık.
Sayfa 19 - çıdam yayınları, birinci baskı, ekim 1993, cağaloğlu
hâlbuki soru insanın en uygun çözümü bulup
bulamayacağı değil, insanın bir çözüme mi, yoksa bir dermana, bir devaya, bir şifaya mı muhtaç olduğudur.
karar vermekten kaçtıkça yani karar vermekten kaçma kararı verdikçe insan oluştan, insan kalıştan
yan çizmiş olursun.
Tespite bak beee..
Toplum içinde etkisi, devlet içinde yetkisi olanların İslam'a ilişkin cehaleti yetmiş yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca (bir çok kıymetli şeyin yanısıra) zaman kaybına sebep oldu. Her çıkmaz sokağın çıkmaz olduğunu anlamak için sonuna kadar yürümek zorunda bırakıldık.
Karar Ver
nasıl olsa bir karar vereceksin. toplumun bir üyesi olarak karar vermeden yaşaman zaten mümkün değil. her gün, her konuda irili ufaklı kararlar vererek sürdürüyorsun
hayatını.
Haklı
İçinde yaşadığımız medeniyet bizi kolay karar verme mecburiyeti altında tutarak karar verme gücümüzü azaltıyor. Hakkın da karar vereceğimiz öyle tercihlerle yüz yüze geliyoruz ki bunlar insan oluşumuz ve insan kalışımıza yol açan kararı verme mevkiimizi tahrip ediyor. Ticari malların markalarından birini tercih kararı almak zorunda bırakılıyoruz. Siyasi partilerden birini oylarımızla destekleme kararı karşısında bırakılıyoruz. Televizyon kanallarından hangisinin bombardımanına maruz kalacağımızı kendimiz kararlaştırıyoruz. Bütün bu "kolay" kararlar, bize sunulan tercihlerin mahiyetini sorgulayarak alacağımız "zor" karar verilmediği taktirde bizi insanlığımızdan koparıyor.
ne zaman ki malın veya canın tehlikeye girer işte o zaman vereceğin karar önem kazanır.