Tahrir Vazifeleri'nin ikinci kitabı. İlk kitaptan biraz daha düşük seviyede olsa da, bence güzel bir kitaptı yine. Aynı şiirsel hava devam ediyor.
Öğrenmeyi Öğrenmek isimli ilk bölümü özetleyen kısım bence şurası:
"Benden felsefeyi öğrenmeyeceksiniz" demiş örgencilerine Immanuel Kant, "ama benden nasıl felsefe yapılacağını öğrenecek, tekrar edilecek düşünceleri değil, düşünmeyi öğreneceksiniz. Kendi payınıza düşünün, kendi payınıza inceleyin, kendi ayaklarınız üzerinde durun." Bu sözler isabetli bir tavsiyeyi, yerinde bir uyarıyı içinde barındırır gibi görünüyor. Ama bu sözler insanlar için ancak belli bir aşamadan, belli bir gelişme basamağından sonra isabetli ve yerinde sayılabilir: Eğer insanlar öğrenmeyi örgenmişlerse."
Önce Yap, Sonra Açıklarsın ise kitabın en kısa ve etkileyici bölümü.
"Yılmadan yap. Fırsatı kaçıracağın için değil, önünde yılgınlık göstereceğin her kimsenin bir zorba veya bir zorba adayı olması yüzünden. Yılma ki sıcaktan kavrulana gölgen, suda boğulana elin erişsin. Önce yap, sonra açıklarsın. Bilgece yap. Yani koruyarak, yani için titreyerek, yani yıkılmasın diye. Tutkuyla yap. Sana verilen yaşama gücünü yerinde kullan. Yılmadan, bilgece ve tutkuyla. Önce yap, sonra açıklarsın."
Ve kitap şöyle bitiyor. "Öz’lük bende değil. Bende bulunan yalnızca kulluğumdur: Oluşa ve ölüşe, olduruşa ve öldürüşe açık kulluğum."
Seriye devam edeceğim.
8/10