Öncelikle bir Game of Thrones izleyicisi olarak belki çok geç okudum ama yine de fazlasıyla etkilendim kitaptan.
Klasik "ya dizi/film izlemeden önce okuyacaktın abi kitabı" gibi sözler pek işlemedi açıkçası. Başlamadan önce tereddütlerim vardı, olayları biliyorum nasılsa, tat vermeyecek, kendimi kaptıramayacağım diye korkuyordum. Ama buna rağmen, George amca beni etkilenmeyi, kitabın içinde hapsetmeyi başardı.
Karakter tanıtımları, betimlemeler, olay örgüsü... aksiyon, bol entrika, kan ve savaş..
Bu başlıkların hepsi özenle işleniyor... ilmek ilmek.
Diyar'ın büyük hanelerinin taht kavgası sürerken küçük ailelerin onlara olan bağlılıkları.. Bu da bayağı etkiledi beni açıkçası. Her biri başka planlar peşine düşmeden, atalarının boyun eğdiği haneye sadakatlerini sürdürüyor. Bu savaş uğruna olsa bile..
Diyar'da çok fazla Tanrı var. Bu da ayrı ayrı kültürlere bir gönderme gibi. Kim neye nasıl inanıyorsa inansın George amca kendi inandığı Tanrı'sını karıştırmamış eserine. Ve her hane diğerlerinin Tanrı'sına saygılı.
Hanelerin kendilerine ait bir tarihleri, armaları ve sözleri var. Bu özellikler ince ince işleniyor kitapta. Dizide bulamadığımız, göremediğimiz birçok ayrıntıyı öğrenmek insanı mutlu ediyor.
Fantastik öğeler çok fazla yok ve bu durum okuyucuyu sıkmıyor. Her şey tadında. Asla bıktırıcı usandırıcı diyaloglar yok. Okuyucuyu boğmamak için sürekli karakterler arasında geçişler yapılıyor.
Cümlelerime burda son verirken, George amcaya selam eder ve diziyi izleyen herkesin okumasını tavsiye ederim..