Anne-babalarından birinin sağ olduğu umudu Baudelaire kardeşler kadar benim de içimi ısıtıyor, ama hayatlarının talihsizliğini görmezden gelemeyiz. Şansları yalnızca, ölümün kıyısındayken kurtulabilmelerine yarıyor, daha fazlasına değil. Kont Olaf'ın bakış açısından "çok şanslı bücürler" olduklarını görmek ilginç ama.
"Ucubeler" ve normal insanlar arasındaki farksızlık, Madam Lulu'nun kaypak kişiliği (bu nedenle ona Olivia diye hitap etmeyeceğim...), GİT hakkındaki ilk dişe dokunur bilgi kırıntılarını elde etmek, Sunny'nin "ısırabilme" yeteneğinin yerini pişirme yeteneklerinin almaya başlaması da ilgi çekici.
Kitabın arka kapağının ilk cümlesi "The word "carnivorous" which appears in the title of this book, means "meat-eating," and once you have read such a bloodthirsty word, there is no reason to read any further.", Türkçesinde ise ucube kelimesine odaklanılmış; "Elindeki kitabın adında geçen "ucube" kelimesi, çok acayip görünümlü anlamına gelir. Böylesine sakil, yani çirkin, kaba ve biçimsiz bir kelimeyi gördükten sonra, daha fazlasını okumaya hiç gerek yok."
Kitaptaki GİT'lerin açılımı ise şu şekilde:
Görünüş İçin Takıştırma (Veiled Facial Disguises)
Gardırop İnceliğiyle Takıştırma (Various Finery Disguises)
Garip İletişimli Takıştırma (Voice Fakery Disguises)
Göçük İçinde Taşlaşmış-Dörtler (Valley of Four Drafts)