Hıristiyanlığın tanrısı Sevgi’dir. Bu, Yeni Ahit [İncil] olarak adlandırılan [kitapta] yer alan bir cümledir. “Tanrı Sevgi’dir”. “Sevgi”nin ne demek olduğunu daha fazla analiz etmeden, tanrı sevgidir. O herhangi biri değildir. Yine de “sevgi”nin ne olduğunu söyleyelim. “Sevgi”, bir kişinin bir diğerine olan biricik bağıdır ve bu öyle bir bağdır ki o, her şeyin ötesine gider. Bu bir haz, keyif ilişkisi değildir, “hoşuma gidiyorsun, senden hoşlanıyorum” [gibi]. Sevgi, başkasında, onda mutlak olarak biricik olanı tanımaktır. Zaten aileler de çocuklarını aynen böyle severler. Güzel, kibar, sevimli vs. oldukları için sevmezler onları, çünkü çocuklar dünyaya geldikleri zaman henüz bunlardan hiçbiri değildirler.
İslam’ın tanrısı, Kuranın her bölümünün başında -ya da surede- Rahman [Bağışlayıcılığı sonsuz olan] olarak adlandırılan tanrıdır. Rahman, her insanda onun küçüklüğünü, zayıflığını tanıyan ve küçüklüğüne ve zayıflığına rağmen ona
büyük ve saygıdeğer olma olanağı veren demektir. Doğru, Sevgi, Rahman. İşte sonuç olarak, tanrısal anlamında, gök, göksel budur. Bu da bizi gök imgesine götürür, yani; yeryüzünün üstünde, artık bir boyut bile olmayan, kocaman açık, dipsiz açıklık olan bir boyutun açılması. Tıpkı gökyüzünün dibinde fiziksel gözlerimiz için görülecek hiçbir şey olmaması gibi, bu göğün dibinde de görülecek hiçbir şey yoktur.