Küresel imparatorluğa doğru gidiş, ülkenin çoğunluğunun da katkıda bulunduğu bir gerçeklik haline gelmişti. Küreselleşme ve özelleştirme fikrini ciddi bir şekilde benliklerimize işlemeye başlamışlardı. Son çözüm de, bu sadece Birleşik Devletler ile ilgili değildi. Küresel imparatorluk tam adı gibi olmuştu; bütün sınırları aşıyordu. Önceden Amerikan şirketleri olarak nitelediklerimiz şimdi artık yasal olarak bile, gerçekten uluslararası olmuşlardı... Demokrasi, sosyalizm ve kapitalizm gibi kelimelerin artık modası geçmeye başlamıştı. Corporatocracy (şirketler arası-şirket diktatörlüğü) bir gerçek olmuştu ve giderek dünya ekonomisi ve politikasında kendisini en büyük etken olarak öne çıkarıyordu.
21.yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler olmayacak. Öğrenmeyi, öğrendiğini unutmayı ve yeniden öğrenmeyi bilmeyenler olacak.
Alvin Toffler (Amerikalı yazar ve gelecek bilimci)
Bir kitlenin akılcı yanına seslenmek istiyorsanız, mantıktan ve slaytlardan faydalanın; eğer o toplulukla daha derin, daha duygusal bir bağ kurmak istiyorsanız, onlara hikaye anlatın.
Bir kısım dini cemaat ve tarikat Cumhuriyet Türkiyesi'ni "İslam'dan çıkmış" "darul harp" ülkesi görüyor ve "laik devlet Müslüman Türk millet" temeline dayalı Türkiye Cumhuriyeti'nin "burnunu sürtmek" için AB, ABD ve İsrail'le işbirliği yapıyor.
2002-2006 döneminde yapılan özelleştirme toplamı 17.8 milyar dolar. Ekonomisi milli olmayan burjuvazinin ve yabancıların eline geçen bir devlet, bağımsız olamaz, milli bekasını sürdüremez.
Evanjelistlere göre, Yecüc ve Mecüc İsrail'e saldıracak güçtür. Bu saldırı kıyamete giden yolu açacağından, onlara göre Türkler durdurulması ve fırsat varken yok edilmesi gereken güçtür.