Tanrı, Ölüm ve Zaman

Emmanuel Levinas

Quotes

See All
Etik Öznellik (Tanrı ve Onto-teo-loji)
...Söylemek, ben'in kendi kimliğinin ötesinde kendini ikâme ederek ve böylece biricikliğini ortaya serrek geri dönüş içinde soyunduğu tek tarzdır. Bu durumda özne, eşitlediği dünyaya açılımı içinde aşkın öznellikle eşdeğer görülemez. Söylemek, bilincin ya da yükümlülük almanın içinde durmaz ve hitap ettiği kimseyle bir bağlantı belirtmez. Kendini sonuna kadar sergilemenin, sınırsızca sergilemenin bir tarzıdır. Rehin olan öznenin başlangıcı yoktur: her mevcudiyetin berisindedir. Bu nedenle bellek öznelliğin senkronize etmeyi başaramaz. Asla şimdiki zaman olmamış bir geçmişe, kökensellik-öncesi duygulanım olan çok eski bir geçmişe öteki tarafından göndermedir. Bu öznellik, yakının yakınlaşması olarak yakınlığın düğümünde içerilmiştir. Paradoksal yakınlaşmadır bu; çünkü bu yakınlaşmayla birlikte, mesafe yakınlaşma ölçüsünde artar ve ne kadar yakın olunursa o kadar uzak olunur. Fakat bu paradoks Sonsuz'un şanını genellikle özneler-arası olarak adlandırılan ilişkinin içine dahil eder. Bu ilişkiden Sonsuz, muzaffer olarak ayağa kalkar.
Sayfa 157 - Dost Kitabevi
Hegel'den Fink'e Ölüm Skandalı (Ölüm ve Zaman)
...Biz dünyanın içinde dünyaya geliriz ve dünyanın içinde dünyadan çekip gideriz. Dünyanın içinde, zaten dünyevi olanın altında sınıflandırılmışızdır. Kurtuluş yoktur.
Sayfa 90 - Dost Kitabevi
Reklam
Hegel'in Cevabı: Mantık Bilimi (Ölüm ve Zaman)
Ölümün hiçliğini bütün saflığıyla düşünmenin imkânsızlığını öncelikle belirtmek gerekir. Hegel, felsefenin başlangıca yerleştirdiği farklı kendilikleri/varolanları (Seiende) (su,nous vb.) gözden geçirdikten sonra, başlangıcın öncelikle belirlenmiş olarak düşünülemeyeceğini söyler. Felsefenin başlangıcı böylece başlangıcın felsefesi olur. Bu durumda düşünce, belirlenimin içerdiği şeyi belirleyecek ve açıklayacaktır: Bu belirlenimsiz olana eklenebilecek çeşitli yüklemleri belirlemek. Bu durumda, saf, boş ve belirlenimsiz varlıkla başlamak gerekir. Başlangıçta gereken şey, bir şey olması gereken bir hiçliktir. "Henüz hiçbir şey yoktur ve bir şeylerin olması gerekir. Başlangıç saf hiçlik değildir, bir şeylerin çıkması gereken bir hiçliktir; varlık da onun içinde zaten içerilmiştir" diye yazar Hegel... ... ...Hiçlik varlık boyunca koşar.
Sayfa 72 - Dost Kitabevi
Heidegger'le Başlamak (Tanrı ve Onto-teo-loji)
...inkâr, terk ettiği toprağın tozunu ayakkabılarının ökçesinde korur.
Sayfa 118 - Dost Kitabevi
Bilinçten Peygamberliğe (Tanrı ve Onto-teo-loji)
...Böylece Tanrı, tematikleştirilmiş olarak ve varlığın akışı içinde sürüklenerek "felsefeye girer". Oysa bizim burada aradığımız Tanrı inanılmaz bir şekilde varlığın ötesi anlamına gelir. Dolayısıyla, insan ile onu aşan şey arasında bir ilişki nasıl olabilir? Aşkınlığı içinde varlığın ötesi nasıl düşünülebilir? Felsefenin tarihi aşkınlığın yıkımıdır, içkinliğin savlanmasıdır ve temelde ontolojik olan rasyonel teoloji yükseklik zarflarıyla bu aşkınlığı ifade eder: Tanrı yüksek düzeyde var olur, bütün yüksekliklerin üzerinde bir yüksekliği belirtir. Fakat bu yükseklik de hâlâ ontolojiden mi kaynaklanmatadır? İçkinlikten bir kopuş değil midir? Yüksekliğin kipliği, başlarımızın üzerinde uzanan gökyüzünden alınmamış mıdır? "Üzerimdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası"; bu Kantçı formül tematikleştirilemeyen'i söylemiyor mu?
Sayfa 199 - Dost Kitabevi
Heidegger'in Berisinde: Begson (Ölüm ve Zaman)
...Bergson'a göre doğrusal zaman, madde üzerindeki eylem amacıyla zamanın uzamsallaştırılmasıdır. Kökensel zamana süre denir, her bir anın bütün bütün geçmişle yüklü olduğu ve bütün gelecekle dolu olduğu oluştur bu. Süre, kendine inişle yaşanır. Her an buradadır, hiçbir şey kesin değildir çünkü her bir an geçmişi yeniden yapar. ... Ama dirimsel atılım Bergsoncu sürenin zamanının nihai anlamı değildir. Yaratıcı Evrim'de dirimsel atılım olarak düşünülen süre, Ahlakın ve Dinin İki Kaynağı'nda insanlar arası bir yaşantı olur. Süre, bir insanın öteki insanın içselliğine yöneltebileceği çağrı olur. Maddenin ötesinde azizin ve kahramanın rolü böyledir; ölümün bir anlamının olmadığı açık uçlu bir dine götüren kahraman ve aziz.
Sayfa 56 - Dost Kitabevi
Reklam
Tanıklık ve Etik (Tanrı ve Onto-teo-loji)
...Ben emri kendi sesimde işitiyorum, yoksa bakışın otoriteyi bir put olarak aradığı herhangi bir yerde değil.
Sayfa 194 - Dost Kitabevi
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.