Maddi olduğu kadar entelektüel ve ahlaki olarak da insan varlığının asgarisine indirgenmiş, zindana tıkılmış bir mahkum kadar sınırlı bir
yaşama sahip bırakılmış, bir çıkış yolu bulamayan, hatta ekonomistlere İnanacak olursak bir geleceği bulunmayan halk, elbette
ki, bir kaçış arzusu duymadığı takdirde, yalnızca burjuvazinin daralmış ruhuna ve körleşmiş içgüdülerine sahip olacaktır. Kaçışa
gelince, bunun yalnızca üç yöntemi vardır ikisi hayali, biri gerçek. ikisinin yolu meybane ve kiliseden geçer birincisi vücudu, İkincisi ruhu sefalete iter. Üçüncü yol ise toplumsal devrimdir.
Tanrıları, yarıtanrıları, peygamberleri, mesihleri ve azizleri ile
tüm dinleri yaratan, henüz tam olarak gelişmemiş ve yeteneklerine tam olarak sahip olamamış insanın saf hayalgücüdür
Tek kelimeyle , biz, tüm yasamayı , tüm otoriteyi, ayrıcalıklı,
lisanslı, resmi ve yasal tüm etkileri , evrensel oy hakkından doğ
muş olsalar bile, reddederiz; çünkü bunların önünde sonunda,
egemen bir sömürücüler azınlığının çıkarlarından yana ve onlara
tabi büyük çoğunluğun çıkarlarına karşı olduğuna inanırız
Bu okullarda,
otorite ilkesinin en küçük bir tezahürü ve kahntısı. bile yok edilmelidir. Bu
okullar, artık bildiğimiz anlamda okul olmaktan çıkacaktır; bu okullarda
kimin öğren�i kimin öğretmen olduğu bilinmeyecek, insanlar ihtiyaçlan
ölçüsünde bu okullarda parasız eğitim görecek ve bunun karşılığında, son
derece zengin deneyimlerinden yararlanarak, kendilerinde eksik olanı onla
ra getiren öğretmenlerine bazı şeyler öğreteceklerdir. O zaman bu, karşılıklı
bir eğitim, halk ile eğitilmiş gençlik arasında bir kardeşlik eylemi olacaktır