Tanrılar Kadınken

Merlin Stone

Tanrılar Kadınken Sözleri ve Alıntıları

Tanrılar Kadınken sözleri ve alıntılarını, Tanrılar Kadınken kitap alıntılarını, Tanrılar Kadınken en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadın olarak kendimizi olgunlaşmış, özgür istence sa­hip insanlar olarak görebilmemiz, ancak Yahudi-Hıristiyan tanrıbilim öğretilerini, siyasal ve tarihsel kökenlerinin ışığında görmemize, bu öğretilerin sonuçlarının laik yaşamın her yanına işlediğini anlamamıza bağlıdır. Bunu anlarsak, kendimizi erkeğin sürekli yardımcısı değil, iş yapan kişi; onların süsü ve el altında bulundurduğu destekleyicisi de­ğil, haklarını bilen, sorumluluk sahibi ve yeterli bireyler sayabiliriz. Havva imgesi, biz kadınların imgesi değildir.
- ...bir şeyin özü en iyi karşıtından anlaşılır...
Sayfa 78 - Payet Yayınevi, 1. Baskı: 2000, İstanbul, Çağdaş Kadının Kitapları: 22, Çeviren: Nilgün ŞarmanKitabı okudu
Reklam
Herodotos "Bir Likyalıya kim olduğunu sorun, size kendi adını, anasının adını ve anasının soyunu söyleyerek yanıt verecektir" diye yazmıştır. Şamlı Nikolas "Likyalılar analarının adını alır, malları miras yoluyla oğullara değil, kız çocuklara geçer" der. Heraclides Ponticus Likyalılardan "Eskiden beri kadınlar tarafından yönetilmişlerdir" diye söz eder.
Sümer ve Babil söylencelerine göre, kadınla erkek aynı anda, çift olarak -Tanrıça tarafından- yaratılmıştır. Ama eril dinde ilk yaratılanın eril oluşu ve yaratıcının imgesiyle yaratılması çok büyük bir önem taşır - ikinci ve üçüncü sıradaysa eril akrabalık haklarına sahip çıkış gelir. Ayrıca erkeğin bedenindeki küçük ve pek önemli sayılmayan bir organından yani kaburgasından, kadının yaratıldığı söylenir. Kuşkusuz Levilerin de çok iyi bildiği doğumun dirimbilimsel olgularıyla ilgili bilgilerimize karşın, erkeğin kadından değil, kadının erkekten yaratıldığına inanmamız istenir. Burada Athena'nın Zeus'un kafasından doğduğunu anlatan Hint-Avrupalı Yunan öyküsünü anımsayabiliriz.
Babil tabletlerine göre "Dövüldüğü zaman kral gözyaşı dökmezse, bütün yıl kötü geçer."
''Kadının erkeği yalnızlıktan kurtarması için (kendisine uygun bir yardımcı) olarak verildiği anlatılır. Böylece kadınların biricik tanrısal varoluş ama­cının erkeklere herhangi bir biçimde hizmet ya da yardım etmek oldu­ğunu anlamamız beklenir.''
Reklam
İsrail kavminde kadınlar hiçbir zaman din adamları sınıfında yer almamıştır.
Diodoros bir Libya kavmini şöyle anlatır: Tüm yetke her tür kamu görevini yerine getiren kadınlara verilmişti. Bizde kadınların yaptığı ev işlerine burada erkekler bakıyor ve bunları da karılarının söylediği biçimde yerine getiriyorlardı. Erkeklerin savaş hizmetlerini yüklenmelerine ya da yönetimde görev almalarına, kamu işlerinde çalışmalarına, kadınlara karşı seslerini yükseltecek gücü bulmasınlar diye izin verilmiyordu. Çocuklar doğar doğmaz, onları süt ya da yaşlarına uygun bir besinle doyurup besleyen erkeklerin eline bırakılıyordu.
Kadın uysallıkla ve sessizce öğrensin. Ama kadının öğretmesine ya da erkeği yönetmesine izin vermem; o sessiz kalmalıdır. Çünkü önce Adem yaratıldı, sonra Havva; ve Adem aldanmadı, aldanan ve günah işleyen kadındı... (Timoteosa 2:11-14)
Urukagina düzeltiminin tarihi İ.Ö. 2300 yıllarına dek uzanır. Burada şunlar yazılıdır: "Eskiden kadınlar iki koca alırdı, ama bugünün kadınları böyle yaparsa taşa tutulur." Bu yüzyılda bile Hindistan'ın Dravid Tanrıça'sına tapınma bölgelerinde çokkocalığın olduğu söylenmektedir.
Reklam
Bir Hitit yasası "Kralın yargısına karşı çıkanın evi yerle bir edilir; büyüklerin kararına uymayanların kafası uçurulur" diyordu.
Diodoros, Mısır dinine göre İsis'in büyük otacı ve hekim, hukuk yasalarını ilk kuran ve tarımı bulan kişi olarak saygı gördüğünü anlatmıştır. Diodoros daha sonra, bugün bize çok şaşırtıcı gelen Mısır yasalarını anlatır, bunların ulu Tanrıça'ya gösterilen saygının sonucu olduğunu açıklar. "Aslında kraliçenin kraldan daha güçlü ve saygın kılınmasının, sıradan kişiler arasında kadının kocası üzerinde yetke kullanabilmesinin, evlilik anlaşmasında kocanın her konuda karılarının sözünü dinlemeyi kabul etmesinin nedenleri bunlardır" diye yazar.
''Kadın her yerde erkeği kötülüğe kışkırtıyormuş gibi gösteriliyordu. Bütün toplum aynı görüşteydi. Adem'le Havva kadın imgesi çiziyordu. Kadınlar doğuştan suça yatkın, düzenci ve cinsel açıdan tehlikeli bir biçimde kışkırtıcı, üstüne üstlük budala ve biraz da kıt akıllı kişilerdi. Besbelli yoldan çıkmalarına önleyecek bir erkeğe gereksinimleri vardı, dolayısıyla tanrısal olarak kararlaştırılmış bu durumun isteklisi erkek de çoktu.''
LEVİLİ papazlar Kenan Ülkesi'ndeki Tanrıça dinine öylesine karşıydılar ki, ("başka tanrılar" terimi her bölümde üstükapalı geçiştirilmekle birlikte) bu "başka tanrılara" tapınmayı yasaklayan yasalar yazılmıştı. Söz konusu yasaklar öylesine sertti ki, İbrani dini üyelerine, eğer Yahve'ye inanmazlarsa kendi çocuklarını bile öldürmeyi buyuruyordu. Kutsal Kitap'ın Levili yasalarındaki buyruk şöyleydi: "Eğer erkek kardeşin, oğlun, kızın, karın ya da arkadaşın aklından başka tanrılara hizmet etmeyi geçiriyorsa onu öldürmelisin; öldürmek için kalkan ilk el seninki olmalı, öbür insanlar seni izleyecektir" (Tesn. 13:6).
Bizim daha çok Yehova diye tanıdığımız, Tevrat'ta Yahve olarak anılan Musevi- Hıristiyan Tanrısı'nın adı, aslında Sanskritçe durmadan akan anlamındaki yahveh sözcüğünden türetilmiştir. İbrahim adının da, Hindistan'daki Ari papazlık kastının, yani Brahma rahiplerinin adıyla ilişkisi olabilir; İbranilerin ataerkil tutumları da, genellikle düşünüldüğü gibi kültürel bir boşlukta değil, kuzeyden gelen eril yönelimci akıncılarla ilişkisi sonucunda ortaya çıkmış olabilir.
528 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.