Tanrıların Seks Öyküleri

Kökende, Eros Roma'da Amor), çok eski zamanlardan beri, birleşme ve üremeyi sağlayan aşk tanrısı olarak vardı. Ancak, sonraları uydurulan söylencelerle, Eros, elinde bir okluk ve yayla dolaşıp kanatlı, muzip bir çocuk biçimine sokulmuş, bu biçimiyle gelmiştir bugünlere. Artık bir tanrı değil, bir cindir. Okunu kurbanının yüreğine saplar. Eros'un oku saplanan kişi (tanrı ya da ölümlü) aşık olur.

S.

Antropologlar, Hermes'i, en üçkağıtçı tanrı olarak kimliklendirmektedir. Günümüzde hala inanılıyor olaydı kendisine, çağdaş sanat ve psikoanaliz alanında etkili olacağı öne sürülmektedir.

Reklam

S.

Kızı savaş tanrıçası Athena'yı (Roma'da Minerva'yı), {annesi Okeanos kızı Metis (ki, Yunanca anlamı, akıl, us demektir) tanrıçayı bir sineğe dönüştürüp yuttuğu için} kafasından çıkarmıştır. Daha açık anlatımıyla, Metis'i gebe bıraktıktan sonra dölüyle birlikte kendi içine almış, dolayısıyla Athena. Zeus'un beyninden doğmak zorunda kalmıştır.

S.

Akrisios, bu kez, kızı ile torununu bir sandığa koyarak denize atar. Serphos adasına sürüklenen sandığı balıkçı Diktys ('Ağ') bulur ve Danae ile oğlunu koruması altına alır. (Öykünün, kutsal kitaplara geçecek Musa 'nın bulunuşu öyküsüyle benzerliği gözden kaçırılmamalı. Bilindiği gibi, Musa bir sepete konularak Nil Nehrine bırakılmış, sepet bir balıkçı ağına takılmıştır.)