Kendine dönmenin daha başka bir yolu vardı. Onu bulup çıkartmak gerekti. Titremek ise uyanmak, ayılmak, silkinmek manasına gelirdi herhalde! O halde kendine dönmek, uyanmak, ayılmak, silkinmekle olacaktı.
- Nefsini yıkarsan şayet, yan da derim sana!.. Sen ham softa değilsin. İbadetin derûni mânasını da bilirsin. Gezmişsin, görmüşsün, okumuşsun, öğrenmişsin, gerçek ibadetin gayesi sadece ve sadece Allahın rızasını almaktır. Yoksa, cennette şarap içmeyi, hurilerle sarmaş dolaş olmayı, sağlamak değil. İnanmak gerek, inanmazsan ibadet olmaz!... İşte Allahı bilmenin yolu insanın nefsini bilmesine bağlıdır. İnsan ancak öz vücudunda hakkı bulur!.. Oraya ise aşk yoluyla inilir! Gerçek aşkla!.. Mecazi aşka da bir şey demem yolcu!.. Gerçek aşkı bilmek için, mecazi aşkı da tatmak, onu da yaşamak, kavrulmak gerek! Sen kavruluyorsun.
_Diyor ki , " Bir kimse herhangi bir huya alışıp, bunu nefsine iyice yerleştirirse ondan ayrılması son derece zor olur .Lakin zor olmak, olamaz demek değildir!"