Tanyeri Horozları Reviews
You can find Tanyeri Horozları reviews, Tanyeri Horozları book reviews, Tanyeri Horozları ratings on 1000Kitap.
Bir Ada Hikayesi serisinin 3. Kitabı 'Tanyeri Horozları' da Yaşar Kemal'in hatırına okundu. Neden böyle bir giriş yaptım. İlk iki kitap gayet sürükleyiciydi, bu ise biraz sıkıcı geldi bana. Aaaa tabi yazarımızın betimlemeleri yine müthişti. Adadaki kokuları sanki siz de alıyorsunuz, yemekleri sanki siz de tadıyorsunuz gibi hisler oluşuyor insanda. Ada sakinlerinin yaşadıkları o kadar doğal aktarılıyor ki sanki siz de orada yaşıyormuş gibi duyumsuyorsunuz.
Yaşar Kemal'in kalemini ne olursa olsun okumak büyük bir zevk zaten. Ki savaşın acımasızlığının vurgulandığı kısımlar hikayeye damgasını vurmuş.
TANYERİ HOROZLARI
BİR ADA HİKAYESİ 3
“”İnsanoğlu dedikleri acayip yaratığın işi sadece bozmak, yıkmak olmuştur. Kendi yüreğini bile yürek olmaktan çıkarmıştır.”
Haftanın ilk gününden herkese merhaba. Bir Ada Hikayesi dörtlemesinin üçüncü kitap yorumuyla geldim. Mübadele sonrası Anadolu’dan adaya yerleşen halkın hikayelerine kaldığım yerden devam ettim. Adada nüfus artık artmış ve dolmuştur. Böylece tanık olduğum hikayelerde artmış oldu. Savaşın ne büyük yıkımlara yol açtığını, insanları nasıl etkilediğini, savaşların gerçek yüzünü bu kitapta okumuş oldum. Her acıya ortak oldum.
Muhteşem betimlemeleri sayesinde o adada gezdim dolaştım, çiçeklerin kokusunu içime çektim, denizin menevişleşmesini izledim…
İnsanların birbirine kucak açtığına, hiç tanımadığı insanların acısına ortak olduğuna, yarasını sardığına tanıklık ettim.
Dil, din,ırk ayrımı yapılmadan nasıl birlik beraberlik içinde yaşanılacağını da okumuş oldum. Keşke bu gerçek hayatta da mümkün olsa-
Ayrıntılı yorumu son kitabı okuduktan sonra yapacağım için burada pek fazla detaya inmedim ama İnce Memed serisi gibi bu seri de mutlaka okunmalı diyorum.
Şimdilik bu kadar. Kitapla kalın…
sen bensin, ben Senim, söyle
bana utandığın derdini birlikte utanalım. İçindeki dert altından kalkılmayacak bir acıysa ikimiz birden taşıyalım. Taşıyamayacağımız kadar ağır bir acıysa birlikte ölelim. Sana yazık,
bana da yazık, tek başımıza çekmeyelim bu acıyı. Söyle bu
derdini Poyraz bana, kurban olsun Zehra sana. Bak sevdiğim,
annem öldüğünde, babamın gözünün önünde denize atıldığında babam yaşamaz sandım. Annemin acısıyla yarı ölü, yarı
diriydi, uzun sürdü. Sonra arkadaşlarından mektup beklemeye başladı. Mektuplar gelmeyince, bu acı annemin ölümünden ona daha ağır gelmeye başladı. Bu acı babamı öldürecek
diye her gün gece gündüz düşünmeye başladım. Sen de biliyorsun hangi dala el atmışsa dal eline geldi. Yaşama gücü kalmamıştı ki hapisteki arkadaşından mektup geldi. Babam o
mektubu duyurmadık adam bırakmadı adada. Sevincinden
doldu taştı. Şimdi iliklerine kadar, yüreğinin köküne kadar sevinç dolu. Onun sevinci adayı sardı. Herkesin de sevinçten
başı dönüyor. Herkes sevinç vurgunu yemiş gibi. Herhalde insanoğlu budur, böyle inişli çıkışlıdır, tam ölüyor derken birden doğruluyor, ayağa kalkıyor babam gibi. Söyle bana derdini sevdiğim, canım. Bu insanların biribirlerine zulmettiği dünyada bizim biribirimizi bulup sevmemiz her insanın başına
gelecek bir mutluluk değil. Savaşa girdim diye insanlığından
utanıyorsan, o senin suçun değil, sizi savaşa sürenlerin suçudur. Bırak da onlar insanlıklarından utansınlar."
Tanyeri Horozları
Bir ada hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan’a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni yaşam kurma çabalarını konu alır. Umut romanın baş kahramanıdır.
Lozan’ da alınan mübadele kararıyla, Rumlar Yunanistan’a gönderilmiş ve savaşlarda yerini yurdunu yitirmiş insanların Egedeki bu adaya yerleştirilmelerine karar verilmiştir. Adanın kaderi Poyraz Musanın gelişiyle değişir. Adaya sığınan çeşitli kökenlerden insanlar, Poyraz Musanın desteğiyle yaşadıkları bütün acılara karşın umudu ayakta tutarak yeni bir yaşamın filizlerini yeşertirler.
Bir Ada Hikayesi serisinin üçüncü kitabı Tanyeri Horozları ile karşınızdayım.
İlk iki kitabı geçen sene okumuştum araya çok zaman girdi ama üçüncü kitabın ilk sayfasında kendimi Karınca Adası’nda kaldığım yerden devam ediyor hissettim.
Adanın o şahane enerjisi beni aldı götürdü…
Seri kitaplarda çok fazla detaya girmeyi sevmiyorum bu yüzden ana
Tanyeri Horozları - Yaşar Kemal
Yapılan mübadele sonrası devam eden hayata Poyraz'a, Musa Kazım, Melek Hatun, Arsen Usta, Hasan,Vasili, Nişancı Veli, Sultan hepsinin hayatlarına yeni edenlerle birlikte serinin ucuncu kitabıyla devam ediyoruz.
Poyraz askerden kacip adaya sığınan Hasan'ı alip Salman Sami doktora götürüyor. Doktorla birlikte yasanılanları tartip konusuyorlar. Enver Paşa komutasında Sarıkamışa hiç hazırlıksız çıkılmış. Ne doksan bin, ne yüz elli bin kişi, daha savaşa başlamadan açlıktan, tifüsten, bir de donarak koskocaman ordunun hemen hemen hepsi gitmis. Önünde asker kalmayınca da Rus ordusu Sarıkamıştan çıkıp Mezopotamyaya, Orta Anadoluya, Karadenizin yarısına kadar inmiş. Tüm ülkedeki hayatlar gençler askerler kaçaklar bu savaşlardan etkilenmiş.
Tanyeri Horozlarında yeni bir yaşam kurma çabası, korku, endişe, özlem, umut, sabır, geçmişten gelen ve içlerine gömülen acılar içinde yaşarken insan olmaktan duyulan sevinci okudum. Geçmişin acılarını unutmayıp ama hayatlarına gölge düşürmesine izin vermeyen, hayatlarına daha güçlü bir şekilde devam etme çabası icinde yasayan kadınları erkekleri okudum. Yaşar Kemal kalemini biliyorsanız tüm bunlar derin betimlemelerle insan ruhuna dokunan kelimelerle aktarılmış. Okumadıysanız seriye başlamanız tavsiyedir