Sükûnet yazgıya dönüştür.
Yazgıya dönüş daimîliktir.
Daimîliği bilmek aydınlanmak,
Daimîliği bilmemek budalalıktır.
Budalalık belayı da beraberinde getirir.
Bilgilerinin derinliği anlaşılamazdı.
Onları tarif etmek zordur ama yine de tanımlamaya çalışalım.
Tavırları kış günü bir nehirden geçiyormuşçasına ihtiyatlı,
Dört tarafları tehlikelerle çevriliymişçesine dikkatli, Ciddiyken bir misafir gibi ağırbaşlı,
Enerjileri baharda eriyen bir buz parçası gibi akıcı,
Ruhları yontulmamış bir kütük parçası kadar sade ve sağlam,
Kalpleri derin bir vadi gibi uçsuz bucaksız,
Varlıkla ilişkilerinde durgun bir su birikintisi gibi bulanıktır.
Gülmeyi öğrenmemiş bebek gibiyim
Huzursuz savrulurum
Yersiz yurtsuz gibiyim
Herkes bolluk içinde
Ben unutulmuş gibiyim
Mağara gibi yüreğim
Uyumsuz ve karanlık
Dünya insanları ışıl ışıl ah
Bir ben bulanık su gibiyim
Dünya insanları kurnaz mı kurnaz
Bir ben kapalı kutu gibiyim
Huzursuzum ah deniz gibi
Dur durak bilmeyen girdap gibiyim
Herkesin hedefi var
Bir ben aylak dilenci gibiyim.