Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Taoculuk Üzerine Meseller - Diyaloglar

Chuang Tzu

Taoculuk Üzerine Meseller - Diyaloglar Sözleri ve Alıntıları

Taoculuk Üzerine Meseller - Diyaloglar sözleri ve alıntılarını, Taoculuk Üzerine Meseller - Diyaloglar kitap alıntılarını, Taoculuk Üzerine Meseller - Diyaloglar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Olta balık için var, balığı yakaladıktan sonra oltayı unutabilirsin. Tuzak tavşan için var, tavşanı yakalarsan tuzağı unutabilirsin. Kelimeler mânâ için var, bir kez mânâyı tahsil ettikten sonra kelimeleri de unutabilirsin. Kelimeleri unutmuş ve bu sayede kendisiyle konuşabileceğim bir kişiyi nerede bulabilirim?''
insanoğlu dünyaya geldiğinde yumuşaktır ve zayıf öldüğü zaman sert ve güçlüdür bin bir tür dünyaya geldiğinde yumuşaktırlar ve ince öldüklerinde kuru ve katıdırlar demek sert ve güçlü yandaşıdır ölümün yumuşak ve zayıf yandaşıdır yaşamın... güçlü ve büyük olan yenilir yumuşak ve zayıf olan kazanır.
Sayfa 19 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Benim erdem dediğim ahlak ve görev duygusu değil, doğal ve özgürce davranabilme yeteneğidir. Benim duymada duyarlılık dediğim, başka şeyleri değil kendi benliğini algılama yeteneğidir. Benim görmede duyarlılık dediğim, başka şeyleri değil, kendi benliğini görebilme yeteneğidir. Kendini göremeyip yalnızca başka şeyleri gören, kendine sahip olamayıp yalnızca başka şeylere sahip olan, kendi malına değil, yabancı mala sahip çıkıyor demektir, kendi hedefine değil, yabancı hedeflere erişiyor demektir...
Sayfa 109 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Bilmem ki , acaba chuang chou mu gördü kelebek olduğunu düşünde, yoksa chuang chou olduğunu düşleyen kelebek mi ?
bilenler konuşmuyor konuşanlar bilmiyor
Sayfa 79 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Ben mi gördüm kelebek olduğumu düşümde yoksa ben olduğumu düşleyen kelebek mi?
Reklam
Kim haklı, kim haksız?
Diyelim ki seninle tartışıyoruz, tartışmada sen beni yeniyorsun, ben seni yenemiyorum: Bu, senin haklı olduğunu, benim haksız olduğumu gösterir mi? Ya da ben seni yeniyorum, sen beni yenemiyorsun: Bu, benim haklı olduğumu ve senin haksızlığını gösterir mi? Gerçekten ikimizden birimiz haklı, birimiz haksız mı? Yoksa ikimiz de haklı, ya da belki ikimiz de haksız mıyız? Sen ve ben bilemeyiz bunu. Peki ama, insanlar böyle bir kararsızlık içindeyken, kime başvurabilir hakem olarak? Kararı seninle aynı görüşte olan birine mi bırakalım? Ama seninle aynı görüşteyse, nasıl tarafsız karar versin ki? Yoksa benimle aynı görüşte olan birine mi bırakalım? Ama benimle aynı görüşteyse, nasıl tarafsız karar versin? Yoksa kararı ikimizden de farklı görüşte olan birine mi bırakalım? Ama ikimizden de farklı görüşteyse, nasıl karar versin? Ya da, ikimizle de aynı görüşte olan birine mi bırakalım? Ama ikimizle aynı görüşteyse, nasıl karar versin? Şimdi sen ve ben, ve de başkaları, daha birbirimizle bile anlaşamazken, bir de kalkıp dışımızda bir şeye mi bağımlı hale getireceğiz kendimizi? İyisi mi, zamanı da unut, görüş ayrılıklarını da. Sonsuzluğa yüksel, sınırsızı vatan edin kendine!
Sayfa 50 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Oysa ustam söylemişti, bir karıştın mı dünya işine, onun kurallarına uymaktan kurtulamazsın diye!
Sayfa 47 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Kutlu kişi şu dünyada kuş gibi yaşar... Dünya Yol'undaysa, bin bir varlıkla mutluluğu paylaşır. Dünya Yol'dan çıkmışsa, kendi doğasına yönelir, amaçsız kaygısız yaşar. Bin yıldan sonra da yaşamaktan yorulursa, teslim eder bedenini. Ak bulut gibi Gök'e süzülüp gider...
Sayfa 34 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Söz, bir yudum su kadar gündelikse eğer, ve Gök'ün uyumundan alıyorsa büyüsünü, bizim yıllarımızı aşacak, sonsuza erişecek demektir. Sözlerin ötesinde bir birlik vardır. Ama sözler varamaz bu birliğe ve sağlasa da asıl birlik değildir o... Söyleşmeye söz gerekmez. Kimi yaşam boyunca konuşur, bakarsın bir şey söylememiş; kimi de bir yaşam boyunca susar, ama görürsün ki hep bir şeyler söylemiş.
Sayfa 93 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ahlak, töreler ve yasalar da öyle olmalı, kendi döneminin koşullarına uymalıdır.
Sayfa 77 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Ne biliyorum bilgi dediğim şeyin aslında bilgisizlik olmadığını? Ne biliyorum bilgisizlik dediğim şeyin aslında bilgi olmadığını? Sana şunu sorayım: İnsanlar nemli yerde yatarsa kemikleri çürür; oysa yılan balıkları öyle mi? İnsanlar yüksek bir ağaca tırmandılar mı yüreklerini korku sarar, titremeye başlarlar; oysa maymunlar öyle mi? Nerede kalmanın daha iyi olduğunu şimdi bu üç yaratıktan hangisi biliyor? İnsanlar besledikleri hayvanların etini yer; geyikler ot yer; kırkayak kurtları yer; baykuş ise farelerden hoşlanır. Neyin gerçekten lezzetli olduğunu şimdi bu dört yaratıktan hangisi biliyor?
Sayfa 67 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Lao Dan ise derdi ki: "Erkekliğini bil, ama dişiliğini de yitirme, göğün altında vadisi ol Yer'in. Aydınlığı bil, ama karanlığı da yitirme, göğün altında sel yatağı ol Yer'in. Herkes en önde olmak ister. Ben en arkada olmak isterim. -Ülkenin tüm günahını kendi üstüne al. -Herkes varlığı yeğler, ben edimsiz hiçliği yeğlerim. -Kimse mal toplamasın bolluk olur; gerçekte her şey herkese yetecek kadar boldur.
Sayfa 163 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Sözlerin bulanıklaşması, boş laflarla onları süslememizden geliyor.
Sayfa 150 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Yüksek bilgeliğe eren kişi uzağa da, yakına da aynı duyarlıkla bakar: Küçüğe önemsiz demez, büyüğe önemli demez. Çünkü bilir ki, değişmez sınırları olan ölçüler yoktur. Geçmişi de, şu anı da aynı açıklıkla görür: Geçmişin ardından ağlamaz, ayak parmakları üstünde yükselip uzanmadan, elinin eriştiği meyvaları toplar. Çünkü bilir ki, durdurulabilecek bir an yoktur. Yükseliş ve düşüşlerin birbirini izleyişini gözler: Kazanınca sevinmez, yenilince yerinmez. Çünkü bilir ki süregiden bir durum yoktur.
Sayfa 136 - Yol YayınlarıKitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.