Taoculuk Zen ve Batı Kültürü

Alan Watts

Quotes

See All
Çinli'nin çok açık olarak gördüğü birşey vardır: Kendi doğasına güvenmeyen kimse, kendi doğasına olan güvensizliğinin haklılığına da güvenemez, o zaman da tam bir açmaz içinde kalır.
“Bir insanın nefes alış veriş biçimi, yaşama biçiminin bir göstergesidir.”
Sayfa 76
Reklam
"Onu kendinizde bulamazsanız... Başka nerede arayabilirsiniz ki?"
Kişisel olarak benim Zen'de ilginç bulduğum yön, örgütlendirilemez, öğretilemez, aktarılamaz, bir diplomayla belgelendirilemez, hiçbir sistem içinde paketlenemez oluşudur. Hatta onda izlenebilecek ortak bir yol bile yoktur. Herkes yolunu kendi bulmalıdır, Plotinus'un dediği gibi «Bu yalnız olanın Yalnız olana doğru yolculuğudur.» Ya da eski bir Zen şiirinde dile getirildiği gibi Onu kendinizde bulamazsanız... Başka nerede arayabilirsiniz ki?
Oksimoron, adamdır!
Biraz önce sözünü etmiştik, bizim toplumumuz yalnızca sanatçıda tüm yaşamın, hem ruhsal hem de bedensel aşkın kutsanmasına hoşgörüyle bakıyor. Çünkü sanatçıyı ciddiye almıyor, sanatçıyı tutarsız şeyler söyleyerek insanları eğlendirmeye çalışan bir soytarı sayıyor. Derin bir ruhsal bilgeliğe erişmiş olan kimseler de, ister herkese gülünç görünsünler ister görünmesinler toplum da tutarsız oldukları izlenimini yaratırlar. Bu yalnız bugün için böyle değildir, oldum olası, yüzyıllar boyunca hep böyle olmuştur. Çünkü yüzyıllardan beri toplum sözcüklerin ve düşünce alışkanlıklarının yanılgıya sürüklediği bireylerden oluşuyor. İnsanların temel karşıtlıklar arasında bir seçim yapabileceğine, zevkle acıdan, iyiyle kötüden, Tanrıyla şeytandan, ruhla bedenden birini seçebileceklerine inananlardan oluşuyor toplum. Ama sözcüklerle, deyimlerle birbirlerinden ayırabiliceğimiz şeyler gerçekte sınırlı içiçeliği yüzünden birbirilerine ayrılmıyorlar. Birisi çıkıp ta bu karşıtlar arasında kesin bir seçim yapılamayacağını söyleyecek olsa topluma ters düşüyor. Çünkü böyle bir kimse politikacıların da reklamcıların da yanılgısını paylaşmıyor demektir. Politikacıların da reklamcıların da inanışına göre daha kötü ve daha kötü olmadan daha iyi ve daha iyi olamaz ve bir mal bir kez istek uyandırmışsa o malın her zaman için isteklisi çıkar.
Onun için bilgelik iyiliğin kötülüğü yenmesi için savaşmak değil, tıpkı dalgaların üzerinde dalgalarla birlikte inip çıkan bir şişe mantarı gibi, iyiliğin de kötülüğün de üzerinde kalmasını öğrenmektir.
Reklam
"O gizemli, beklenmeden, aranmadan aşk denen olayın ortaya çıkıvermesiyle yalnız o kimseyle yoğun bir ilişki içine girmiş olmakla kalmıyoruz, tüm dünyayla olan ilişkilerimizde de büyük bir değişim oluyor. Yalnız sevgilimizi başka türlü görmekle bitmiyor bu değişim, dünyayı da bambaşka görmeye başlıyoruz. Zihnimiz sevdiğimizi tutkuyla sahiplenilecek bir nesne olarak yaşamın geriye kalan bölümünden koparıp yalnızca bu ilişkiyi belirleyen bir soyut kavrama dönüştürene kadar da bu böyle sürüp gidiyor.”
Sayfa 61
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.