Dirliği de birliği de sağlayan adalettir. O adalet ki göğü üstümüzde yeri altımızda tutan direktir. Eyvah ki o direk göçmeye o vakit kıyameti dahi beklemeye lüzum yoktur.
Aslında şeriat ve hakikat bedenle ruh gibidir. Yalnız şekil ve yalnız öz yetmez. Şekil ve öz beraber olmalıdır. Şeriat bir kaptır. Hakikat ise onun içindeki şeydir, meselâ süttür. Boş kap makbul değildir. Süte de bir kap içinde olmadan ulaşmayız.
Zâhirci, nakilci ve akılcı bakış açısıyla dini algılamanın adına “şeriat” denir. Onun iç yüzünü, derinliğini, derûnî- mânevî tarafını öne çıkaran tarafı ise “hakikat” olarak isimlendirilir.