Bir insan gibi,”insanlık”da zamanın üzerinde üç boyutla ilgilidir ve âdeta bunların üzerindedir. Dünden gelmekte,bugünü yaşamakta ve yarına gitmektedir.Bugünü yaşayan ve bilen insan nasıl yarınını merak ederse toplumlar için de yarını bilmek önemli bir unsurdur.İşte insanlığın yarınını tanımak ve bilmek yolunda en iyi tahmini tarihçiler yapabilir.Çünkü bu üç boyutun en iyi bilineni bugündür.Ancak bugünü bilmek,yarın için hüküm vermek veya en azından sezmek ve tahmin etmek için yeterli değildir.İşte insanın ve insanlığın yarınını bilmesi ve sezmesi için gereken öteki boyutun ve dünün bilinmesidir. Dünü bilmek ise tarih sayesinde mümkün olabilmektedir.
Bir Müslüman Türk, “Ortacağ’ın karanlıkları”ndan toplumu açısından olumsuz bahsederse bu hiç de doğru değildir. Ortaçağ’ın karanlıkları Avrupa için doğrudur, ama biz Türkler için değil; çünkü Ortaçağ, Türklerin âdeta altın çağıdır.
Bir insan gibi, “insanlık” da zamanın üzerinde üç boyutla ilgilidir ve âdeta bunların üzerindedir. Dünden gelmekte, bugünü yaşamakta ve yarına gitmektedir. Bugünü yaşayan ve bilen insan nasıl yarınını merak ederse toplumlar içinde yarını bilmek önemli bir unsurdur. İşte insanlığın yarınını tanımak ve bilmek yolunda en iyi tahmini tarihçiler yapabilir. Çünkü bu üç boyutun en iyi bilineni bugündür. Ancak bugünü bilmek, yarın için hüküm vermek veya en azından sezmek ve tahmin etmek için yeterli değildir. İşte insanın ve insanlığın yarınını bilmesi ve sezmesi için gereken öteki boyutun ve dünün bilinmesidir. Dünü bilmek ise tarih sayesinde mümkün olabilmektedir.
Bir devleti güçlü kılan unsurlar arasında İbn Haldun “asabiye” den özellikle söz eder. Bize kalırsa bu kavramın tam karşılığı “toplumsal dayanışma” olmalıdır. Bir toplumu, milleti teşkil eden fertler arasındaki dayanışmasının güçlülüğü, o devletin de gücünü göstermektedir.