Tarih Yazımı İçin Çağdaş Bir Metodoloji

Tarih Nasıl Yazılır?

Ahmet Şimşek

En Eski Tarih Nasıl Yazılır? Gönderileri

En Eski Tarih Nasıl Yazılır? kitaplarını, en eski Tarih Nasıl Yazılır? sözleri ve alıntılarını, en eski Tarih Nasıl Yazılır? yazarlarını, en eski Tarih Nasıl Yazılır? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sunuş Kısmı s.IX
Genel hatları ile bakılacak olursa tarih düşüncesi ve yazımı; Herodotos öncesinde mitîk ve efsanevi bir tarza sahipken, Roma'da retorik için söylemsel bir araç olarak kabul edilmiştir. Ortaçağda dinlerin etkisi ile Tanrısal kaderin bir tasvirini ve dinsel ahlakîliğin didaktikliğini benimsemiştir. 18. yüzyılda Aydınlanma düşüncesiyle birlikte bir "dünya vatandaşlığı" için insanî ilerlemenin izinin sürüldüğü malzeme olarak görülmüştür. 19. Yüzyılda bir yandan "bilimsel"leşme kaygılarıyla "belge"sel, diğer yandan uluslaşma gayretleri ile "milli romantik" bir çizgide seyretmiştir. 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise modern bilime yönelik eleştirilerinden kaynaklı "parçacıklı" (mikro, yerel) ve "izafî" vasıflar arzetmiştir.
Sayfa 9 - Türk Tarih Kurumu Yayınları
İnsanoğlunun yeryüzünde görünmesiyle başlayan süreç, aynı zamanda "mâzî/geçmiş" düşüncesinin başlangıcı olmuştur. Zamanla değişen veya dönüşen insanın geçmişe yönelik verdiği değer ve merak etme duygusu tarih düşüncesini doğurmuştur.
Sayfa 1 - Necmettin Alkan, "Efsaneden Aydınlanmacı Geleneğe Tarih Düşüncesi", Türk Tarih Kurumu Yayınları
Reklam
Kadîm dünyada tarihsel süreç, dairevi/ döngüseldir. Bu dönemde bilinen belli başlı milletler tarihsel süreci, genel olarak dairevî veya sarmal olarak akan "belirli dönemlere göre kendini yenileyip duran döngüsel bir" yapı olarak düşünmüşlerdir. Bir açıklamaya göre, tabiatta devamlı olarak yenilenen olayların gözlemlenmesi neticesinde keşfedilen ve toplumsal hayata da uyarlanan bu görüşün kaynağını, Antikçağ'ın evren modelinde ve daha önceki medeniyetlerin yaratılış öykülerinde bulmak mümkündür.
Sayfa 3 - Necmettin Alkan, "Efsaneden Aydınlanmacı Geleneğe Tarih Düşüncesi", Türk Tarih Kurumu Yayınları
Yahudi-Hıristiyanî tarih geleneğinin en önemli özelliği, bu anlayışın tarihsel süreci "çizgisel/hattî" olarak düşünmesidir. Esas itibarıyla kökleri Kitâb-ı Mukaddes'e, dolayısıyla da Yahudiliğe dayanan bu düşünceye göre, tarihsel süreç belli bir başlangıca sahip olup, kıyamete kadar sürecek sonlu bir hattır. Çizgisel tarihsel sürecin merkezinde ise, Hıristiyanî inanışta tanrısal özelliklere sahip olduğunu inanılan Hz. İsa'nın doğumu yer almaktadır. Hz. İsa'nın doğumuyla birlikte tarih, "her biri kendisine özgü belirli ve biricik karakteri olan iki parçaya" ayrılmıştır. Tarihsel sürecin bu şekilde çizgisel olarak düşünülmesi ve merkezine Hz. İsa'nın yerleştirilmesi, bugünkü anlamda tarihin çağlara ayrılmasında önemli bir pratik sağlamıştır.
Sayfa 7 - Necmettin Alkan, "Efsaneden Aydınlanmacı Geleneğe Tarih Düşüncesi", Türk Tarih Kurumu Yayınları
Toplumların, milletlerin, devletlerin ve medeniyetlerin yerlerini yenilerinin alması; siyasî ve iktisadî olarak iktidarın ve devletin belli şahıslar ve toplumlar arasında belirli dönemlerde el değiştirmesi, sonsuz döngüsel bir akışa işaret etmez. Zira ortaya çıkan her yeni toplum, millet, devlet veya zümre farklıdır ve nev-i şahsına münhasırdır.
Sayfa 9 - Necmettin Alkan, "Efsaneden Aydınlanmacı Geleneğe Tarih Düşüncesi", Türk Tarih Kurumu Yayınları
Tarihin bilimsel bir alan olarak kavranışına ilişkin 19. yüzyıl Fransız tarihçiliğinin önemli isimleri Charles Langlois (1863-1929) ve Charles Seignobos (1854-1942), birçok belgeden dağınık olguları bir araya getirmek, bir binanın bilimsel olarak inşası gibidir demişlerdir.
Sayfa 20 - Fatih Durgun, "Nesnellikten Postmodernizme Profesyonel Tarihyazımı", TTK Yayınları
Reklam
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.