Tarih ve Psikanaliz

Michel de Certeau
Edebiyat metni, ötekinin mantığının icra edildiği alandır; aynının mantığını hayata geçirdikleri ölçüde bütün bilimler, ötekinin mantığını saf dışı bırakmışlardır.
Sayfa 58
Öteki vardır, ancak ondan yoksun kalmanın yarattığı arzu dışında, hiçbir şey beklenemez ondan.
Sayfa 172
Aslında, hiç durmadan çekip gidiyordu o ve kendi bedeninin (fiziksel bedeninin , öğreti bütüncesinin, toplumsal bedeninin) yerine, adı "Lacan" olan bir "söz"ün yaratıcısı olan gösterenleri koyuyordu.
Sayfa 168
Pozitivizm, öznelliğini itiraf eden söylemin bilimsel olamayacağını iddia edip dışlarken, psikanaliz öznelliğin üstünü örtenleri kör, hatta patojen olarak görür.
Sayfa 63
Gerçek adına söz alan anlatı buyruk niteliğindedir. Onun "anlam"ı, bir buyruğun anlamı kadar açıktır. Hal böyle olunca güncelliğin (gündelik gerçekler) oynadığı rol, eski zamanlarda ilahi güçlerin rolüyle aynıdır: Rahipler, tanıklar ya da günümüzde bakanlar güncelliği konuşturarak onun adına emirler yağdırırlar. Elbette, gerçeği "konuşturmak" Yaradan'ın gizli iradesinin tecelli etmesini sağlamak değildir artık. Günümüzde, "tecelli eden" bu gizli iradenin yerini rakamlar ve veriler alır. Ancak yapı aynıdır.: Söylenmesi,, inanılması ve yapılması gerekenleri "gerçek" adına, azimle kabul ettirmeye dayanır.
Sayfa 9
eğer çekip gidersem, nihayet öteki olmak için gitti deyin. yasaya rağmen öteki olmayı isteyerek geçirilmiş bir ömrün sonunda, herkes gibi öteki olmakla da yetinebilir insan.
Sayfa 168Kitabı okudu
Mallarmè
Ve onu kucaklamam ve ona tümüyle inanmam için ona ait hiçbir şeyin var olmaması gerekiyor Hiçbir şeyin - Hiçbir şeyin
Sayfa 69
Tıpkı yelken direğine bağlanmış Odysseus’un kendini sakındığı Siren gibi, tarihçinin de kendini kurgudan sakınması gerekir.
Sayfa 4
Lacan
"Sana sunduğum bu şeyi reddetmeni istiyorum senden, çünkü bu o değil."
Sayfa 712
Michelet'ten yarım yüzyıl sonra Freud aynı gözlemi yapıyordu: Ölüler "yeniden konuşmaya başladılar"
Sayfa 36
Tarihyazımı toplumsal ilişkilere dair mitleri ve kurguyu reddeden bir bilim toplumunun olası miti olarak görülmelidir.
Sayfa 27
Sahneye koyduğu oyunu ve oluşturduğu iktidar alanını buluşturmaya çalışan söylemin tek çıkar yolu kurumlara bağlanmaktır; böylelikle halkın gözünde meşruluk kazanır, ancak toplumsal güçler arasındaki ilişkilere de bağımlı hale gelir.
Sayfa 10
Profesyonel tarih elediği öznelerle, ayrıcalık tanıdığı sorunsallarla, yararlandığı belgelerle ve modellerle analog işlemci gibi çalışır. Bilim adına kendi müşterilerini seferber eder ve silahlandırır.
Sayfa 10
Tarihyazımı edebiyatı, her zaman pedagojik ve kuralcı, milliyetçi ve militan bir söylemdi. Ancak düşünülmesi ve yapılması gerekeni daima ilan eden bu dogmatik söylem kendini doğrulama ihtiyacı duymadı, çünkü gerçek adına konuşuyordu.
Sayfa 10
Freud
Bütün yaşamı boyunca kimi kavramsal modelleri, figürleri ve belirleyici örnekleri edebiyattan bulup çıkardı; onun yarattığı disiplin, her zaman "şairin yetkisi" vurgusunu taşıdı.
Sayfa 174
Resim