Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türk Tarihi

Tarihi Hakikatler

İsmâil Hâmî Dânişmend

Tarihi Hakikatler Sözleri ve Alıntıları

Tarihi Hakikatler sözleri ve alıntılarını, Tarihi Hakikatler kitap alıntılarını, Tarihi Hakikatler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oğuzhan'ın dehası yalnız cihangirlik sahasına münhasır değildi. Teknik saha ve teşkilatçılıkta da misli yoktu. Mesela ''ıslıklı oklar'ı işte o icat etmiş ve ve fetihlerinde buluşundan çok faydalar görmüştür.
Eski Türk selamları gayet zarif iki mana ifade eden iki el hareketinden ibarettir. Bu iki hareketin ikisi de aynı(sağ) elle yapıldığı için iki hedefe dayanan tek bir hareket sayılabilir. Birinci hedef kalptir. Atalarımız birbirleriyle selamlaşırken sağ ellerini kalplerinin üstüne koyduktan sonra göğüslerinde soldan sağa bir işaret çekerler ve bu suretle selamladıkları kimselerin gönüllerinde yerleri olduğunu ifade etmiş olurlardı. İkinci hareket de kalp işaretiyle selamlanan kimseler: ''Sen benim hem kalbimdesin, hem başımla berabersin!'' şeklinde karşılık vermiş olmak için sağ ellerini, göğüslerinden sonra başlarını da göstermek üzere, alınlarına da çıkarmışlardır.
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
Batıcılık bizi öyle bir duyguya sevketti ki, yalnız bugünkü halimizden değil, artık ne olduğunu tamamıyla unuttuğumuz zavallı geçmişimizden bile kaçmaya ve onun güzel ve parlak taraflarında söz etmeyi de ''gericilik'' saymaya başladık!
Bir Karıncanın Verdiği Ders
İkinci Meşrutiyet’ten itibaren yurdumuza giren birtakım Mongolların yaptıkları propagandalardan dolayı bugünkü yarı aydınlarımız arasında artık bir millî kahraman sayılmaya başlayan Türk ve Islâm düşmanı Timurlenk hakkında birçok menkıbeler rivayet edilir. Bunlardan biri de işte bu kârınca menkıbesidir. Rivayete göre Timur ilk lütuhatı esnasında bir gün bir bozguna uğradıktan sonra çadırına çekilmiş; işin içinden nasıl çıkacağım düşünürken çadır bezinin üstünde bir karıncanın tırmana tırmana yukarı çıktığını görmüş. Hemen bir fiske atıp yere düşürmüş, yine düşüncelerine dalmış. Bir iki dakika sonra hayvanın tekrar yukarı çıkmaya başladığını görmüş. Bir fiske daha atmış. Ama biraz sonra yine aynı manzarayla karşılaşmış. Bu hâl üç dört kere daha tekrarlanınca Timurlenk nihayet elini alnına vurup: İşte şimdi anladım, bunu bana bu karınca öğretti. Geleceğe hâkim olınanın yegâne çaresi’ sebat etmektir! Demiş ve ondan sonra ömrü boyunca bu esastan ayrılmamış!..
Sultan Abdülaziz
Bî huzurum nâle-i mürg-i dil-i divaneden Fark olunmaz cism-i bî mârım bozulmuş lâneden Bunca derd u mihnete katlandığım ya neden Terk-i can etsem de kurtulsam şu mihnethaneden
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Niçin "Sen" Yerine "Siz" Deriz?
Bu meselenin çeşitli Batı kaynaklarında açıklaması vardır.Mesela ünlü tarihçi Seignobos'un "Histoire de la civilisation ancienne" adındaki eski medeniyetler tarihinin 1905 Paris baskısının 41'inci sayfasındaki(1) numaralı haşiyede eski Roma'dan söz edilirken çoğunlukla biri doğuda biri batıda iki imparator olduğu kaydedilir;imparatorlar ikidir ama imparatorluk birdir!Bu iki hükümdarın biri Roma'da ve biri de İstanbul'da oturduğu zaman bile ikisi bir kişi sayılmıştır!Bunların herhangi birine hitap edilirken ikisine birden hitap edilir gibi "siz"demek işte bundan dolayı âdet olmuştur.Daha eski devirlerde Doğunun ve Batının bütün imparatorları ile krallarına "sen"diye hitap edildiği halde Romalıların "siz"tabiri gittikçe her tarafa yayılmış ve nihayet halk tabakaları arasında da zorunlu bir nezaket tabiri haline gelmiştir.
Sayfa 82 - BİLGE OĞUZ YAYINLARIKitabı okudu
Fatih Sultan Mehmed eceliyle ölmemiş, ne yazık ki öldürülmüştür. En kuvvetli ihtimale göre cinayeti Venedikliler tertib etmiş ve Yakup Paşa yani Jacobo da bir tarihi alçaklığa para için alet olmuştur.
Sayfa 116Kitabı okudu
Fatih Sultan Mehmet
Sevdin ol dilberi söz eslemedin vay gönül Eyledin kendüzüni aleme rüsvay gönül Sana cevreylemede kılmaz o pervay gönül Cevre sabreyleyemezsin nideyin hay gönül Gönül eyvah gönül vay gönül eyvah gönül
En büyük felaket
Büyük iskender dünyanın en büyük felaketini şöyle tarif etmiş: -iyi adamın fena adama muhtaç olmasından büyük felaket olamaz.
Reklam
Nâmık Kemâl’in oğlu rahmetli dostum Ali Ekrem Bey anlatmıştı: Bir gün babasından çok hoş bir mektup almış; hâfızâsına nakşolup kalan bu unutulmaz mektup aynen şöyle imiş: “Ekremciğim ne yapacağımı bilmediğim için sana mektup yazıyorum. Ama ne yazacağımı da bilmediğim için sözüme son veriyorum; gözlerinden öperim!” [İsmâil Hâmi Dânişmend, Tarihî Hakîkatler, 1978, c. 1, s. 354]
Sayfa 354
Dünyanın en büyük zevki
Fatih Sultan Mehmed'in ünlü hocası Molla Gürani bir gün şanlı öğrencisiyle konuşurken şöyle bir soru sormuş: -Sence dünyanın en büyük zevki hangisidir? Büyük Fatih’in unutulmaz cevabı da şöyledir: -İnsanın hem mahrum, hem muhtaç olduğu şeye kavuştuğu an, hayatın en büyük zevk anıdır!
Sayfa 315
Albdulhak Hamid merhum insanin huzur ve saadeti bakimindan zenginlikle züğürtlüğün arasında hiçbir fark görmezdi. Hiç unutmam, bir gün bir sohbet meclisimizde bu kanaatini şöyle izah etmişti. -Zenginin derdi bin türlü iktisadî gaile, fakirin derdi de besleyemediği ailesidir. Onun ıçin zenginlikle Züğürtlük arasında hiçbir fark yoktur, çünkü ikisinin de derdi çoktur!
Yavuz Sultan Selim 16. asrın gözlerini kamaştıran bu muhteşem zaferlerle(Mısır Seferi) İstanbul'a yaklaşırken, kendisini karşılamak için düğün evine döndüğünü haber aldığı başşehrinin samimi ve haklı alkışlarından utanacağını hissedip yatsı vaktini bekleyerek karanlık bastıktan sonra Anadolu sahilinden karşı yakaya geçmiş ve adete bir kabahat işlemiş gibi hiç kimseye görünmeden sessizce Topkapı Sarayı'na girivermiştir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Toprağın vatanlaşması için mukaddesatla, maneviyatla ve tarihle yoğrulmuş olması lazımdır.
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.