Tarih hiçbir şekilde bu millete okutulmamıştır, benimsetilmemiştir ve sevdirilmemiştir.
*
Bizde yüksek tahsil ve para, daha iyi barbekü partisi yapmak demek.
*
Sadeleşme akımına karşı değilim. Bu Türkçe’ye bir zenginlik getirdi. Fakat sadeleşme akımının ikinci safhası bir kasaba bağnazlığıdır. Eski lügati yok etmek! Buna karşıyım.
*
Tamamen sadeleşmiş bir Türkçe'yle yazılamaz; bu kakafoni, monotonluk yaratıyor. Üstelik her şeyi de kapsamıyor. An vardır, zaman vardır, vakit vardır, hepsinin yeri vardır.
*
Bu milletin okumuşları 70 sene evvelinin yazısını okuyamadan gezebiliyor! Bunu ben son derece gülünç buluyorum.
*
Oturup birkaç ansiklopedi maddesi yahut bir iki kitap ve makale okuyup o konuda hemen bir tarihi roman yazarsan belki satar ama istikbalde bir şey yazamazsın.
*
Niye çocuk edebiyatı kötü? Çünkü yazar büyük edebiyatını taklit ediyor.
*
Ortalık cahil dolu. Cahil oldukları için de kendilerine göre bir retorik geliştiriyorlar. Yok, divan edebiyatı okunmazmış da, yok bilmem neymiş… Fransa’daki hoca da senin kadar solcu ama onlar edebiyatlarının başını sonunu biliyor.
*
Bizim mesleğin mensuplarının çoğu geniş değiller. Tarihi geniş okumak lazım.
*
Eğer millet bazı şeyleri yaşamamışsa, yani harp, darp, fütühat, savunma vs. millet olamaz.
*
“Yaşamaya bak, unut, maziyi unut, öne yürü!” Oysa hiçbir yere yürüyemezsin arkayı bilmeden. Kin tutmak için değil, bilmen lazım.
*
Hayat bir zaman kesitinde bize ait olan bir külliyeyi; yaşam onu yaşama tarzımızı ifade eder.
