Tarihin Uyanışı

Alain Badiou

En Eski Tarihin Uyanışı Gönderileri

En Eski Tarihin Uyanışı kitaplarını, en eski Tarihin Uyanışı sözleri ve alıntılarını, en eski Tarihin Uyanışı yazarlarını, en eski Tarihin Uyanışı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her canlı bilgi tekrarlanıp duran betimlemelerden değil kurulmuş ya da yeniden kurulmuş olan ya da kurulması ya da yeni­den kurulması gereken problemlerden oluşur.
Tarih kendi içinde, aslında kendisinin gündeme getirdiği sorunların çözümünü taşımaz / barındırmaz.
Reklam
... tarihsel ayaklanmalar; serbest bıraktıkları enerjinin ve angaje ettikleri bireylerin, kitle hareketi ile haber verdikleri Tarihin uyanışı sayesinde ve ötesinde, yeni bir örgütlenme ve dolayısıyla politika figürüne varlık kazandırması için, yeniden formüle edilmiş ideolojik bir önermenin, güçlü bir Fikrin, temel bir hipotezin aciliyeti­ne işaret ederler. Tarihin uyanışının ardından gelen poli­tik günün de yeni olması için. Yarının bugünden gerçekten farklı olması için.
... örgütlenme Fikrin durduğu öznel oyukta bir olaysal gücün zamansallığa dönüşmesidir. Bu, özel karakteristikleri olaydan alınan bir zamanın icat edilmesidir; adeta başlangıcını kat kat açacak bir zamanın. O halde bu zaman örgütlenmenin kendini önceki dünya tarafından buyrulduğu haliyle zamanın düzenine kaydedilmeye bırakmaması anlamında zaman dışı ola­rakdüşünülebilir. Bu noktada istisnanın Özne'si olarak, Özne'nin zaman-dışısını adlandırmanın olanağıyla karşı karşıyayız.
Marx'ın öngörmüş olduğu gibi, özgürleştirici fikirlerin gerçekleşme alanının dünya çapında alan olduğu doğruysa eğer (ki durum, parantez içinde söyleyelim, 19. yüzyıldaki devrimlerde gerçekten böyle değildi), o zaman bir batılı içine alma fenomeni gerçek bir değişim için savunulamaz. Gerçek bir değişim olacak şey, bir Batı 'dan çıkış, bir " batılılaştırmadan kurtulma" olacaktır ve bir dışlama (exclusion) biçimi alacaktır.
Kendi sosyal uzamında durup kalan doğrudan ayaklanmanın güçlü bir öznel menzili yoktur. Öfkesini kendi üzerine boşaltır, alıştığı ve yaşadığı şeyi yıkıp, tahrip eder. Her gün yanından geçtiği "zengin" yaşamın zayıf sembollerinden, özellikle arabalardan, mağazalardan ya da para dolaşımının gerçekleştiği şubelerden alır hıncını. Gücü yeterse, devletin nadir simgelerini kırıp geçirerek, böylece çok zayıf varlığını harap etme işini tamamlar: neredeyse terk edilmiş komiserlikler, hiçbir saygınlığı olmayan okullar, kimsesizliğin işe yaramaz baba ocağı olarak yaşanan sosyal merkezler.
Reklam
63 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.