İki Röportaj

Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj

Sezai Karakoç

Featured Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj Posts

You can find Featured Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj books, featured Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj quotes and quotes, featured Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj authors, featured Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj reviews and reviews on 1000Kitap.
Tarih, bizi, islam'ı çağırıyor: "Gel! Batı'ya, Doğu'ya dur de"
Batı'nın en büyük endişesi, bu İslâm ülkelerinden birinin liderliğe soyunmasıdır. Birisi lider olursa, diğer İslâm ülkelerini de arkasından sürükler ve İslâm'ın dirilişi gerçekleşir, İslâm'ın süper güç olması imkânı doğar.
Sayfa 50 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
64 syf.
8/10 puan verdi
Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Üstad
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
'un Diriliş Partisini kurduktan sonra 90'lı yıllarda partiye, parti programına dair ve ülkelere toplumlara dair tespitlerde bulunduğu içe doğru ve dışa doğru isimli iki röportajından oluşuyor... Özellikle günümüzde hem Türkiye'nin yaşadığı olayları ve dış dünyada yaşanan olayları yorumlamak için üstadın fikirleri harikulade derecede güzel... Özellikle içe doğru röportajında üstadın Rusya'ya dair tespitini bugün tam da Ukrayna savaşı ve Putin'in uyguladığı siyaset ile birlikte yorumlayınca üstadın Rusya'ya dair tespitlerin de son derece haklı çıktığını görüyoruz. Üstad 30 yıl önce sscb'nin dağılış sürecinde nasıl bir yol izleyeceğini yazmış, Türkiye ve Rusya arasında ki benzerlikleri yazmış ve Türkiye'nin de Rusya gibi bir başkalaşım geçirmesi gerektiğini yazmış. Üstadın yaklaşık 30 yıl önce yaptığı tespitlerin hepsinden ders çıkarmak gerekir diye düşünüyorum...
Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
Tarihin Yol Ağzında -İki RöportajSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2000194 okunma
Kader, bizim coğrafi olarak, dünyanın ortasında olmamızı ön görmüşse bunun bir hikmeti vardır. Doğu ve Batı, her zaman tarihte ya ifratın ya tefritin ülkeleri oldular. Ortadoğu ise, medeniyetin ve barışın ülkesi.
Rusya’yla bizim aramızda benzeşen bir taraf vardır. Rusya’da Çarlık çöktüğü zaman, oranın bazı aydınları, Avrupa’dan alınma, yeni bir rejim denediler. Bu yolla, hem Rusları, hem de boyunduruklarında olan ülkeleri tutmak istediler. Marksizme, sosyalizme sığındılar. 70 yıl sonra bu rejimin yürümediği, çöktüğü görüldü. ‘Rusya çöktü’ demiyoruz. Marksizm çöktü, Lenin feda edildi. Sovyet ismi feda edildi, tâ ki Ruslar ve Rusya yaşayabilsin diye.
Daha açık bir ifadeyle söylersek: Yunanlılar büyük bir bütünün parçası gibi hareket ediyorlar, ve bizi de küçülmeye, parçalanmaya mahkûm bir ülke gibi görüyorlar. Cesaretleri buradan geliyor.
Reklam
Birinci Dünya Savaşı'nda devletimiz, Osmanlı Devleti, çökmüştür. Osmanlı Devleti, Ortadoğu'nun, 'İslâm Milleti'nin devletiydi, 1918'de çöktü. O çökünce galip devletler buralarda sun'i devletçikler ürettiler. Biz ise ancak ana yatağımız olan Anadolu'da bir tutunma imkânı aradık. O günün yöneticileri bu tutunmayı sağlamak için bir düzen getirdiler. Aradan 70 yıl geçti. Şimdi bu düzen kökten bir revizyona tâbi olmak zorunda. Ortadoğu, Avrupa, Rusya, Asya ve Amerika artık 1920'lerin ülkeleri değildir. Bu bölge ve ülkeler geçen 70 yıl içerisinde yepyeni durumlar almışlardır. Bir varlığın bütün çevresi değişince o varlığın da kökten değişen çevreye göre kökten yeni bir tavır alması şarttır; yoksa uyum sağlayamaz ve yaşayamaz. Bugün bizim durumumuz o: geriye dönüp herşeyi gözden geçirmemiz, düzenden başlayarak en kökten şekilde yeni bir revizyona, otokritiğe giderek, yeni durumlara göre yeni bir ortaya çıkış yapmamız gerekiyor. Bunu yapamadığımız takdirde tarihin sert yumruklarıyla karşılaşabiliriz ve çok acı neticeler doğabilir.
Sadece parça parça sorunlarla uğraşılırsa hiç bir yere varılamaz. Örneğin: Güneydoğu Anadolu meselesi, bir Güneydoğu Anadolu meselesi değildir. Esas sorun, bütün milletimizin kimlik sorunudur.
Soru: Siz fikir adamı ve sanatçı kimliğinizle bilinip, tanınıyorsunuz. Son bir kaç yıldır da bir siyasi eylemin içindesiniz, Diriliş Partisi Genel Başkanısıniz. Fikir ve sanat adamliğından siyasi eyleme geçme süreciniz nasıl oldu? Cevap: Kişilik bir bütündür; bunlar ayn süreçler veya birbirinden kopuk dönemler değil, aynı kişiliğin çeșitli sartlarda ve çeșitli görevlerde aldığın tavırlardr. Hele bizim dünyaya geldiğimiz çağda, sanatçı kişiliğini dolaysız toplum görevi kişiliğinden ayırmak mümkün değildir. Kanuni veya Harun Reşid devrinde, bir insan sadece şiir yazarak toplumdaki görevini yerine getirmiş olabilirdi; ama, toplumların, kritik dönemlerinde, șairle cephedeki insana mesafesi aynıdır. Şairin tavrı cephedeki insanın tavrından farklı değildir..
Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
Rusya'nın siyasetine dair müthiş bir tespit
Rusya'yla bizim aramızda benzeşen bir taraf vardır. Rusya'da Çarlık çöktüğü zaman, oranın bazı aydınları, Avrupa'dan alınma, yeni bir rejim denediler. Bu yolla, hem Rusları, hem de boyunduruklarında olan ülkeleri tutmak istediler. Marksizme, sosyalizme sığındılar. 70 yıl sonra bu rejimin yürümediği, çöktüğü görüldü. 'Rusya çöktü' demiyoruz. Rusya çökmedi. Çöken rejimdir. Marksizm çöktü. Lenin feda edildi. Sovyet ismi feda edildi, tâ ki Ruslar ve Rusya yaşayabilsin diye. Orada da kalınmadı, tüm rejim feda edildikten sonra, bağlı ülkelerin ismen de olsa bağımsız olma fikri de kabul edildi. Tamamen reddedilmiş bulunulan dine geri dönüldü. Rus kimliği ve diğer kimlikler realist bir görüşle kabul edildi. Bu kadar büyük fedakarlıklanı göze alan bir kadro vardı orada ve bu atılımları yaptılar. Yapılanların neticesi henüz belli değildir, belki süreç daha bir süre devam edecektir, fakat eğer muvaffak olurlarsa, süper bir güç olan Rusya bağlı ülkeleri yine boyunduruğu altında tutacaktır. Rusya'da bütün bunlar olup biterken, onun benzeri bir dönem geçiren Türkiye'nin tıpatıp aynı şekil de kalması mümkün değildir. Bizde de, Osmanlı Devleti çöktüğü zaman Batıdan alınma, laik bir düzen kotarıldı. Bu, Batı'yı hiç eleştirmeyen, onu ideal, mükemmel bilen romantik bir düzendi. Bugün bu düzen de her tarafından sızım sızım sızlamaktadır. Bu bakımdan, bizim mutlaka yeniden, kökten bir gözden geçirmeye gitmemiz lâzımdır. Yoksa düzen çöktüğü anda altında kalma ihtimali vardır.
353 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.