Tarihte Usul

Zeki Velidi Togan

Oldest Tarihte Usul Quotes

You can find Oldest Tarihte Usul quotes, oldest Tarihte Usul book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Mesela İstanbul'un Türkler tarafından fethi hadisesini biz <milli gayeler> namına fazla güzelleştirebileceğimiz gibi, bir hristiyan Rum da bunu kendi <dini ve milli fikirleri> bakımından mütalaa ederek son derece kötü ve menfur bir iş olarak gösterebilir. Yani bu gibi yollarla hadiselerin kıymetini takdirde alınacak tarafgirliklerle tarihe her nevi yanlışlıklar sokulabilir ve hadiselerin izahında uydurma ve yalan şeyler dahi yer tutabilir.
Herhalde tarih, ilim olmakla beraber, kendisiyle meşgul olan zevatın temayüllerine pek fazla maruz kalabilen bir ilimdir.
Reklam
Viyana Ulum Akedemisinin riyaziyatçı olan katibinin, Rusya'dan gelen eserlerin ancak fenne ait olanlarını tanzim edip tarihe ait olanlarını sadece tavan arasında istif ettirdiğini görünce sebebini sormuştum, o da cevabında "tarih ve filoloji ilim değil ki" dedi. Sonra anlaşıldı ki bu zat bütün ilim meselelerine ancak kendi ihtisas zaviyesinden bakabiliyormuş.
Bununla beraber eski çağlardan beri yaşayıp gelen maruf bir "şüpheci (sceptique) bakış vardır, ki buna göre insanın hiç bir bilgisi kat'i olamaz. Bazı ilimler için doğru görülebilen bu şüphecilik tarih için varid değildir. Çünkü tarihin mevzuu olan "İnsanın faaliyeti" bizim her gün geçirdiğimiz ve görüp duyduğumuz hayatın kendisidir. Şu dersin baş tarafını dün, kalanını bugün yazdım ve bunu bugün beraber okuyoruz, yani Türkler tarih usulünü inceliyor ve onu Üniversitelerinde tedris ediyorlar. Bu, tarihi bir hadisedir. Bundan nasıl şüphe edilir. İnsaniyetin geçmişini tesbit eylemek ne kadar müşkül olursa olsun, bir çok ayrı hadiseler ve hadise silsileleri kat'iyetle aydınlatılmıştır.
Bütün başka ilimlerde de bilinen şeyler bilinmeyenlerine nisbetle cüzi olduğundan o ilimlerin inkişafı yolunda, asırlar geçtikçe, sayıları artan insanlar çalışırlar. Filhakika tarih ilmi insaniyetin geçmiş hayatından kat'iyetle bildiğimiz hadiselerin tavsifine münhasır kalmıyor; bilakis ihatası müşkil, meşkuk ve mudil meselelerle de uğraşarak insaniyetin mazisine ait bilgilerimizin açıklıklarını doldurmak istiyor. Fakat hadiselerin iyi bilinenleriyle iyi bilinmiyenlerini yekdiğerinden ayırıp göstermek hususunun usullerine riayet etmek icab eder. O zaman tarihin kat'iyetle tesbit ettiği bilgilerin yanı başında iyi bilinmiyen hadiselere ait mütalealar bulunmasında tarihi bir meselenin tetkikine tahsis edilen bir eserin ilmi kıymetine hiç zarar gelmez.
İlim olmak ve bilhassa insaniyete kendisinin mazisini öğreten bir ilim olmak itibariyle tarihin faidesi aşikardır. Bir insan kendi hayatının sonlarına doğru nasıl bir kıymet teşkil ediyorsa tekmil beşeriyetin tarihinden elde edilmiş tecrübelerden istifade eden insaniyet de böyledir.
Reklam
84 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.