Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1

Kadir Mısıroğlu

En Eski Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1 sözleri ve alıntılarını, en eski Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demek ki, İslamiyet ancak "30 sene" tatbik olunabilmiş!.. Tabii bunların "imamet sistemi" hakkındaki beyanlarına bakılırsa, Şia'yı istisna etmek gerekmektedir!.. Bunlar "KÖPEKSİZ KÖY BULMUŞ, DEĞNEKSİZ GEZEN"lerdir.
Dünyada iki büyük süper güç kalacaktır. Bunlardan biri Yahudi Enternasyonal Gücü, diğeri ise İslam Enternasyonal Gücü. Yahudi Enternasyonal Gücü’nün en mühim kalesi Çin olacaktır. İslam Enternasyonal Gücü’nün kalesi ise Türkiye olacaktır.
Reklam
Tevessül ile vaki olan bütün faaliyetlerden, ancak onların murad-i ilahiye tevafuku nispetinde bir netice elde edilebilir. Beşeri faaliyetler sonucu olan "bereket" veya "bereketsizlik"in temel saiki budur. Zira bu alemde esbabin gerçekleşmesi, "murad-i ilahi"ye tabidir.''
sebil yayınevi
ABDULLAH İBN-İ SEBE VE KAYNATTIĞI FİTNE KAZANI
İslamî kaynaklarda birbirine yakın olarak İbn-i Seba, İbn-i Vehb b. Seba, İbnü’s- Sevda, İbn-i Sebe el- Himyerî ilh. gibi çeşitli adlarla anılan Abdullah İbn-i Sebe’nin Taberî’ye göre, annesi siyahi olan Yemenli bir yahudidir. Hz. Osman zamanında, İslamiyeti güya kabul etmiştir.Tuhaftır ki zâhiren müslüman olur olmaz birtakım sapık fikirleri İslamiyeti henüz hakkıyla öğrenememiş olan bir kısım saf ve cahil kimseler arasında yaymaya başlamıştır.
ABDULLAH İBN-İ SEBE VE KAYNATTIĞI FİTNE KAZANI
İbn-i Sebe’nin kurduğu batıl mezhebe “Sebiyye” denildiği gibi “Rafizilik” de denilir.Bu kelime, Arapça “ayrılmak” veya “terk etmek” manasına gelen “rafz”dan türetilmiştir. İşte İbn-i Sebe, Rafiziliği bu üç esas üzerine (ricat,vasilik ve hulul) kuruyor ve Müslümanları parçalamak, akidelerini bozmak için köy köy dolaşıyor, Âl-i Beyt’e hassaten Hz. Ali’ye aşırı derecede bir muhabbeti bir akide-i diniyye haline getiriyor, bunun aleyhine söz söylemenin dinden çıkmakla bir olduğunu telkin ediyordu.
CEMEL VAK’ASI
Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Cemel Vak’ası’nın baş âmilinin Abdullah İbn-i Sebe olduğunu şöyle ifade etmektedir: “Her iki ordu, “Hav’ab” denen bir yerde karşılaşır.Bu sırada her iki tarafta da iyi niyetli müslümanlar vardı.Bunlar dediler ki: “-Biz niye savaşıyoruz? Her iki orduya niçin savaştıklarını soralım.” Hz. Aişe’nin tarafından birkaç kişi Hz. Ali tarafına geçip: “-Niye bizimle savaşıyorsunuz?” diye sorarlar. Hz. Ali cevaben: “-Çünkü siz isyan ediyorsunuz, benimle savaşmak istiyorsunuz.” Aynı şekilde Hz. Ali tarafından birkaç müslüman, Hz. Aişe tarafına geçip: “-Niçin savaşmak istiyorsunuz?” diye sorarlar. İşte bunlar gerçek müslümanlardı.Ve bundan hemen sonra, anlaşmazlıklar ortadan kalkmıştır.Her iki taraf da mutabakata varırlar: “-Harp olmayacak, şu şartlarda anlaşılacak vs.” deyip anlaşırlar. Bu şekilde barış temin edilince herkes sakin bir şekilde uykuya dalar.Bu sırada İbn-i Sebe oradadır, bu barış haberine memnun olmamıştır.Gece yarısından sonra yanına bir yahudi alarak Hz. Aişe’nin tarafından Hz. Ali’nin tarafına doğru hücuma geçer. Gece baskını olunca birkaç kişi öldürülür.Kimse ne olduğunu anlamadan uyanır ve savaş başlar.Hz. Aişe, Hz. Ali’nin ihanet ettiğini, Hz. Ali de Hz. Aişe’nin ihanet ettiğini sanır.İşte Cemel Savaşı böyle başlar.Görüyoruz ki bu olayda müslümanların bir hatası yoktur.Tamamen Yahudilerin çevirdiği bir komplodur.Kaynaklara bakılırsa bu açıkça görülür.”
Reklam
154 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.