Bir insandı fakat ne tuhaftır ki en çok insanlardan rahatsız oluyordu. Belki de salt olarak insandan değil insanların meydana getirdiği bu sürüden veya sürüleşen bu insanlardandı rahatsızlığı!
“insanlarla paylaştığın bir değer, insanlarla paylaştığın bir güzellik, bu paylaşmadan sonra bölünüyorsa, bu paylaşmadan sonra değer ve anlamı küçülüyorsa, bu paylaşmak değil parçalamaktır.”
Allah'a iman eden müminler, iman ederken bir şeye iman ettiklerini bildikleri, hissettikleri gibi, Allah'ı inkâr edenler de bir şeyi inkâr ettiklerini bilmekte, bunu hissetmektedirler. İnkâr edenler bile muhatabı gerçekten yok olan bir hiçi inkâr etmediklerini hissederler.
- Yaşıyorum.
+ Yalnız mı?
- Hayır, sadece insanlar yok!
+ Bunun adı yalnızlık değil mi?
- Değil!. Yalnızlık, bütün iletişim bağlarının kopması, koparılması demektir.
Varolan bir şey inkarla yok olmayacağı gibi, yok olan bir şeyde inançla var olmaz. Ancak cennet inanarak var ettiğimiz değil, inanarak gireceğimiz bir yerdir.
... Aptallığın ötesinde açık bir salaklığı yaşıyordu bu insanlar! İki parmakla tutup rahatça yiyebilecekleri bir lokma et için, yarım saat çatal bıçak gösterisi yapıyorlardı!.