Tarık Ali, Osmanlı'nın son dönemini İskender Paşa ve ailesinin hikayeleri üzerinden anlatıyor. Yıl, 1899. Aile sırları, aşk, savaş, ailenin erkeklerinin renkli Paris anıları, gizli İttihat ve Terakki Cemiyeti toplantıları..."Ailemiz hep tarih yapmıştı. Şimdi tarihin bizi ezmesine nasıl izin verebilirdik" diye umutsuzluk içinde çıkış arayan erkekler ve rüyalarını, aşklarını, sırlarını bir kadına benzeyen kaya parçası Taş Kadın'a anlatan kadınların -ve bazı erkeklerin de- hayatları üzerinden bir dönem hikayesi. "Bir insana çok taş atılırsa, sonunda taştan korkmamaya başlar" cümlesinin altını çizdim. Bir de köşkteki uzun akşam sohbetlerindeki kültür düzeyinden çok etkilendim. İslam tarihi, din sekülerizm tartışmaları, felçe geçirip konuşma yeteneğini kaybeden sonra yeniden konuşmaya başladığında 'Allah yerine Aguste Comte'a şükreden' İskender Paşa ve onun berberinin de katıldığı sohbetler çok etkileyiciydi. Kadınlar ise bu tartışmalara pek katılmıyordu.