Taşları Yemek Yasak sözleri ve alıntılarını, Taşları Yemek Yasak kitap alıntılarını, Taşları Yemek Yasak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı’nın ne olduğunu bilmiyor ve bilmezden geliyoruz. Bildiğimiz şey Osmanlı hanedanının baştan sona, delilerinin bile siyaset dehasından nasiplenmiş insanlar topluluğu oluşudur.
Doğrusu ne olursa olsun birşeylerden geçemediğim besbelli. Meselâ, gözden geçemiyorum. Hangi gözden mi? Hani, "Benim gözlerimle işittiğimi, sizler kulaklarınızla göreceksiniz." demiş ya Beethoven, işte o gözdür benim geçemediğim. Bir gözden bahsediyorum: Sözümün gözünden.
Meselelerin hakikatine ulaşma çabası gösteren kişi artık başının çaresine paçasını kurtarmak üzere değil, zâtını, özünü, kendi özünün bağlı olduğu öz bütününü korumak üzere bakan kişidir.
Batı bütün üstünlüğünü kaba kuvvete borçludur. Buna çağımızda "teknoloji" adı da verilebilir. İslâm toplumları güçlerini yalnızca hayata verdikleri anlamdan ve bu anlamın uzantısı sayılan insan ilişkilerinden almışlardır.
Bir kez İslâm'ın hedefleri hakkında sarahate vardık mı, nasıl olup da kulluk edebileceğimizi bildik mi, yaşamak kadar ölmek de kolaylaşacak bizim için. Hiçbir işi yarım bırakmış saymayacağız kendimizi, gözümüz açık gitmeyeceğiz. Az şey mi bu?
“Özümüz çürüyebilir, sağlamlık kazanabilir, gürleşebilir veya sönükleşebilir. Lakin özümüz azalıp çoğalamaz. Bizim özümüz Rabbimiz tarafından bize verilmiş bir cevherdir. Eğer biz onun değerini bilir ve korursak gürleşir. Özgür oluruz.”
Müslümanlar Allah’a teslim olunmakla hayatın anlamının kavrandığını, çünkü böyle bir kavrayışın insana şeref kazandırdığını söylüyorlar. Müslüman olmayan insanlar ve insan olmayan yaratıkların her biri Allahın kulu oldukları halde, bu kulluklarının bilincine sahip olmadıkları için hayatın anlamına da yabancı kalıyorlar.
Geçtiğimiz yüzyılda batı bir toplumu kıskıvrak yakalayabilmek için once o toplumun yöneticilerini ve ileri gelenlerini Batılı değerlerle donattı.Bir toplumun yönetici kesimi Batı'ya ruhen köle olduktan sonra toplumun diğer kesimlerini Batı çıkarları doğrultusunda "kullanmak" zor değildi. Böylece Batı davet edildiği her bölgeye rahatlıkla yerleşti, nüfuz etti.
İri sözler itaat bekler, ama kaynaşılmaz onlarla. Beşerin ürettiği iri sözler heyecan körükler, hatta harekete geçirir ve lakin güvenli değildir, emniyet vermez, destek olarak zayıftır.
İri sözler itaat bekler, ama kaynaşılmaz onlarla. Beşerin ürettiği iri sözler heyecan körükler, hatta harekete geçirir ve lakin güvenli değildir, emniyet vermez, destek olarak zayıftır.
Biz, bu şartların, bu dünyanın, bu akıl yapısının, bu işleyişin insanları, Müslümanlarız. Hiç kimse yanlış bir çağda dünyaya gönderilmiş olduğunu düşünmüyordur, umarım. Bu dünyayla alışverişte bulunmak yükümlülüğü bizim üzerimizde. Çünkü biz bu zamanın ve bu yerlerin insanlarıyız. Bırakın sosyalistler, faşistler, hümanistler ve daha bilmem neistler, dünya cennetinin uzantısı olarak bir zaman sonra yeni bir dünya kurmak düşüncesini yüceltsinler. Bu yüceltme aslında son asırlara mahsus afyonkeş ortamın tabii sonucudur.
Önce özgür olmalıyız, yani müslüman olduğumuz ve bizi müslim kılan ayırıcı vasıflar hakkında kesinliklere, sarahate ve vuzuha ulaşmalıyız. Bu bizim özümüzü gür, zihnimizi selim, bedenimizi küfrün tasallutundan bağımsız kılacaktır.
Batı medeniyeti bütün cehaletine rağmen baskın bir unsur olarak yer sahibiyse bunun mümkün olmasını sağl ayan İslam camiasının sorumluluk yüklenmekten kaçınır olmasıdır. Bütün insanlığın sorumluluğu neden benim
omuzlarımda olsun diyeceksiniz, ben de sizi Müslüman olarak hesaba katmamız nasıl mümkün olacak diyeceğim.