"Neredeyse her gece senin uyumanı seyrediyorum. Öyle huzurlu oluyorsun ki. Bende öyle bir huzur yok. İçimde her zaman kaynayan bir kazan gibi öfke, hiddet var - senin uyumanı izlediğim zamanlar hariç."
''İşte bu.'' dedi.
''Ne?''
''Seninle tanıştığım ilk andan itibaren sende ihtiyacım olan bir şeyin olduğunu anlamıştım. Şu işe bak ki sende olan bir şey değilmiş. Senmişsin.''
“Eğer evlendikten sonra buraya karısını getirip ondan çok canı yanan her dövmeli damat için bir dolar alsaydım... Bir daha kimseye dövme yapmam gerekmezdi.”