İyi bir insanı düşünelim, böyle bir insan sevilir. Sevilen bir insana güvenilir de. Birine güvenmekse, ona inanmaktır. Yani bana inanan beni seviyor demektir. Şey...hayır hayır demek istediğim bu değildi. Demek istediğim: bana inanan insanlar benim benimsediğim yeniliklere de inanacak ve benimseyeceklerdir. Böylece sorunlar kolaylıkla çözülecektir. Neden gülüyorsunuz...?
"Evet, ben başkalarına karşı her zaman iyi olmak gerektiğine inanıyor, bu düşüncemi kendi yaşayışımada uyguluyorum. Yani emrimiz altındakilere karşı memurundan yazıcısına, yazıcıdan uşağa, uşaktan köylüye kadar herkese iyi davranmalıyız. Demek istiyorum ki ancak hümanizme inancın aramızda kökleşmesiyle ileriki yenilenmeye güvenilir bir temel sağlanmış olacaktır. Bu neden böyledir? Bakınız, neden. Şöyle bir mantık yürütelim: Ben iyi bir adamsam sevilirim tabii... Sevildiğim için bana güvenirler. Güvenmeleride bana inanmaları demektir. İnanıyorlarsa demek beni seviyorlar... "
İvan İlyiç' te, birdenbire, kendininde iyice hissettiği iki taraf ortaya çıktı. Birinde cesaret, zafer ve bütün engelleri yıkma arzusu, amacına ulaşacağına derin bir inanış vardı. Öbürü ise derin bir ruh sıkıntısı, azap veren bir kalp sızısıydı. "
"Pseldonimov' da tam bir karınca azmi vardı. Karıncaların yuvasını bozarsanız, bir yenisini yaparlar. Tekrar bozarsanız, tekrar yapmaya koyulurlar. Kaç defa bozulursa bozulsun, yılmadan bir yenisini yaparlar. "