Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tavır - Sayı 165

Tavır Dergisi

En Eski Tavır - Sayı 165 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Tavır - Sayı 165 sözleri ve alıntılarını, en eski Tavır - Sayı 165 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Denemeler 1
Bu akşam başladığım kitap Ümit Zafer'in derlediği Denemeler 1 ne yazık ki sistemde çıkmıyor. 2010 yılındaki ilk baskı elimdeki ve 2000-2008 yılları arasından 37 tane yazı var.
Tavır Yayınları (190 Sayfa)Kitabı okudu
Seval Alp (Mart 2000)
Seni, ben sensizliğinde, seni ben sana olan hasretliğimde sevdim.
Sayfa 12 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
Reklam
Seval Alp (Kasım 2001
Bizi biz eden ne varsa düşmandılar. Bir lokma ekmeği bölüştüğümüze, kapımızı davetsiz çalışımıza, dar gününde yoksulun yanında oluşumuza düşmandılar. Bu yüzden binlerce kez vurdular beni.
Sayfa 17 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
Deniz Engin (Mayıs 2001)
Anadan geçilirdi, yardan geçilirdi, ama yoldaş sevgisi derler bir şey var, işte ondan geçilmezdi. Geçemedi Gülsüman... yoldaşlarını ve halkını, bir de vatan dediği toprakları uğruna ölecek kadar seviyordu.
Sayfa 22 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
İbrahim Karaca (Mayıs 2004)
Verili hayatın dışından bihaber olan veya bu dayatma hayatın gayri insaniliğini kavramaktan uzak kaldığı için, topluma "uyumlu" sayılan insan tipi, yabancılaştırılmış bu sahte dünyanın tabanı olmaktadır.
Sayfa 32 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
Deniz Engin (Mart 2005)
FAİLİ MEÇHUL Sen son bir nefes almak için ciğerlerine söz geçirmeye çalışıyordun. El feneriyle yanına yaklaştılar, seni aramıyorlardı, bedenine saplanan kurşunun boş kovanını arıyorlardı. Başının hemen yanında duruyordu boş kovan. Kirli kanlı elleriyle aldılar hemen ve gittiler. Sonra mı? Sonra daha önce hep duyduğun sözler söylendi peşinden. "Faili meçhul"...
Sayfa 48 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
Reklam
Deniz Korcan (Haziran 2007)
'89 1 MAYIS'INDA KATLEDİLEN MEHMET AKİF DALCI'NIN ANISINA... Bugün 1 Mayıs. Canım 1 Mayıs... Benim olan her şeyi aldım da geldim. Açlığımı, ayakkabısızlığımı, yoksulluğumu, işsizliğimi, hastalığımı, hapisliğimi ve hasretliğimi; bütün öfkelerimi aldım da geldim.
Sayfa 99 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
Deniz Korcan (Kasım 2007)
FERHAT GERÇEK "Yağmurlu bir pazar günü, bir emekçi mahallesinde bir çocuk vuruldu. Çocuğun elinde bir dergi vardı. Çocuk dergi satıyordu. "Yazıyooooor, gerçekleri yazıyor!" diyerek. Kurşun çocuğun sırtından girip omuriliğine saplandı. Adı Ferhat'tı. ... O pazar, emekçi mahallelerinin dergisi sokakta elden ele dağıtılıyordu. Üzerlerine bir önlük giymişlerdi dergi satan insanlar. Üzerindeki önlükte kırmızı zemin üzerine sarı harflerle "Yürüyüş" yazıyordu. ... İşte Ferhat o gün yoldaşlarıyla beraber dergi satıyordu. Bilgiyi ulaştırıyordu yani. Bilinci. Kültürü, insanlığı... Ferhat çocuk, Goebbels'i duydun mu? Yaşın küçüktür diye söylüyorum, belki duymamışsındır. Hani Hitler'in Propaganda Bakanı Goebbels'i... "Ben ne zaman kültür sözcüğünü duysam silahıma sarılırım." diyen. Goebbels de çok korkuyormuş düşünceden. Goebbels yani... Yani faşizm be Ferhat... Yani düşünceye düşmanlık ezeldendir. Biraz da korkudan... ..."
Sayfa 117 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
Tavır (Mart 2007)
HRANT DİNK ... Hrant Dink'in ayakkabısının altındaki o delik bizim ortak yanımızdı, kardeş yanımızdı belki de... ... Onlar yoktu yaşamımızda... Türk... Kürt... Laz... Çerkes... Arap... Ermeni... Çoktuk biz... İnsandık ve bizim her birimizin ayrı isimleri vardı o kadar... Düşmanlık... Düşman olmak. Aynı kanı taşımıyorduk ama biz hep kardeştik, sokakların orta yerinde, pazaryerlerinde, tarlada tırpanda, işyerinde... Aynı toprak parçasına basardı ayaklarımız; orada karnımız doyardı, orada aç kalır, orada ağlar ve orada gülerdik... Düşmanımız belliydi: Yoksulluk, sömürü... Bir kurşun... Kör bir kurşun değil bu... Tarihin o izbesinden çıkıp gelen bir kurşun. ... Şükür, kardeşliğimizi öldürecek kurşun daha imal edilmedi. Edilmeyecek de, bizler var oldukça. Bizler var oldukça o kurşunlar hiç işlemeyecek kardeşliğimize...
Sayfa 137 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
Ümit Zafer (Aralık 2007)
YALNIZ DUVARLARINI YIKABİLİRSİNİZ EVLERİMİZİN Biz, ev diyoruz yaşadığımız yere, evimiz diyoruz; siz ister gecekondu deyin, ister varoş ve hatta, mezbele diyenleriniz de var. Biliyoruz, iğrenerek bakıyorsunuz, bakmaya mecbur kaldığınızda. Öyle ya benzemez bizim evler, sizin o steril villalara. Hiç benzemez. Herkesin evi, içiyle de dışıyla da kendine benziyor besbelli. Bizimkisi mahçup dururken kıyıda köşede, sizinkiler birer haramilik abidesi olarak yükseliyor uluorta. Adeta kasılıyor o ecnebi isimli, çok özel güvenlikli ve hayli hususi konforlu villa-kentleriniz... Ve bizimkilerin duvarı, sıvasızdır. Size hoş gözükmez bu çıplaklık. Ve lakin, göz zevkinize uygun albenili boyaların parasına, yetmez bizim cümle cüzdanımız. Ol sebepten üryandır duvarları evimizin. Yüzümüzün makyajdan azade oluşu gibi, evimizin duvarları da çıplaktır. Ki çıplaklığın bu biçimi, korkutuyor sizi; çünkü bu duvarlar, bizim yoksulluğumuzun sizin haramzadeliğinize tuttuğu aynalardır. Her sıvasız duvarı, saltanatınıza bir tehdit olarak algılamanız da bundandır. Ama yanılıyorsunuz yine. Aynaları kırmakla gideremezsiniz o meşhur korkunuzu: "Gecekondulardan gelip gırtlağımızı kesecekler!"... O duvarlara yazdık biz, çocukluk aşkımızın ilk şiirini: "Ali Ayşe'yi seviyo..." Hepimiz Ali, hepimiz Ayşe'ydik bu hususta.
Sayfa 90 - Tavır Yayınları (Denemeler 1)Kitabı okudu
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.