Tecelliyat

Ahmed Hulûsi

Quotes

See All
Ne hayrettir, ve ne hikmettir, ki daha “nefs”lerini tanımamış; sigarayı bile terk edememiş nefsinin esiri kişiler, GERÇEK MÜRŞİD KURÂN’ın, vasfını üzerlerine alıyor, kendilerini O’nun yerine koyuyorlar!..
Yaratılmışların çoğu, belirli bir idrak seviyesini aşamadığı için, göremeyecekleri sayısız varlıkların mevcut olduğunu düşünemez de, hemen görünüşe göre hüküm verir. Böylece, o hükümle, işin gerçeğine karşı kendi kendini aldatmış olur.
Reklam
“MUHAKKAK Kİ BİZ O EMANETİ (Esmâ şuuruyla yaşamayı), SEMÂLARA (benlik bilincine), ARZA (bedene) VE DAĞLARA (organlara) ÖNERDİK DE, ONU YÜKLENMEKTEN KAÇINDILAR (Esmâ bileşimleri onu açığa çıkarmaya elvermedi); VE ONDAN KORKTULAR! ONU, İNSAN (hilâfeti oluşturan Esmâ mânâlarını açığa çıkarma şuuru) YÜKLENDİ.” (33.Ahzâb: 72)
Gerçek anlamıyla cehennem, günümüz pozitif ilminin tasdik ettiği şekilde Güneş’tir!.. Ancak Güneş’in cehennem olması, gözümüzle gördüğümüz atomüstü boyutuyla değil, onun ikizi olan atomaltı ışınsal boyutu itibarıyladır. Dünya, tüm içindekilerle birlikte gelecekte Mars’ı da içine alacak şekilde büyüyecek olan Güneş’in içine gidecek ve orada buharlaşacaktır!.. Dünya’dan, cennetler diye anlatılan yıldızların bir alt boyutundaki dalga âlemde yer alan sonsuz zevk ortamına gidemeyenler, burada ebedî olarak Güneş’in içinde hapis kalacaklardır. “Semûm” yani “zehirleyici radyasyon” olarak tarif edilen güçlü Güneş ışınımı, insanların holografik-dalga bedenlerini sürekli rahatsız edip, büyük azaplar çektirecektir.
“...HİÇBİR ŞEY YOK Kİ, O’NUN HAMDI OLARAK, TESPİH ETMESİN! FAKAT SİZ ONLARIN İŞLEVİNİ ANLAMIYORSUNUZ!..” (17.İsra’: 44)
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.