Fahreddin Râzi şöyle der: Kâfirler Rasulullah (s.a.v.)'in doğuşundan o âna kadar ki davranışlarını görmüşlerdi. Onun bütün hallerini, hiçbir kitap mütalaa etmediği, herhangi bir hocanın talebesi olmadığını ve kimseden bir şey öğrenmediğini biliyorlardı. Kırk sene geçtikten sonra onlara bu yüce kitabı getirdi. Bu kitap usûl ilminin en güzel käidelerini, ahkam ilminin inceliklerini, ahlâk ilminin güzel nüktelerini ve geçmiş milletlerin kıssalarındaki sırları ihtiva etmektedir. Âlimler ve edebiyatçılar onun benzerini getirmekten âciz kalmışlardır. Akl-ı selim sahibi herkes bilir ki, bu özellikleri taşıyan bir kitap, vahiyden başka bir yolla meydana gelmez.
قالوا اتخذ الله ولدا.
"Yahudi ve Hristiyanlar Allah'a çocuk isnat ettiler."
Bu ne büyük cehalet ve ahmaklıktır ki rahiplerinin Mukaddes olduklarını, dolayısıyla evlenmediklerini iddia edip onları çocuk edinmekten tenzih ederken, yüceler yücesi olan Allah'a çocuk isnat ediyorlar!
وما كان هذا القران ان يفتر ى من دون الله.
Akl-ı selim sahibi bir kimsenin, bu Kur'an'ın uydurulup da Allah'a isnat edilmiş olduğuna inanması sahih, doğru ve makul olmaz. Çünkü, Kur'an gibi bir kitap getirmek beşer gücünün üstündedir.
Kurtubî şöyle der: Bu âyet gösteriyor ki (Yunus,22) insanlar sıkıntılı anlarda Allah'a dönecek bir şekilde yaratılmışlardır. Kâfir de olsa, darda kalan kimsenin duası kabul olunur. Çünkü sebepler kesilmiş ve o, Rablerin Rabbine müracaat etmiştir.
Iman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince onlar için Allah bir sevgi yaratacaktır
Allah,iyi kullarının kalplerinde o müminler için bir sevgi ve dostluk meydana getirecek. Rabı şöyle der: Allah onları sever onları insanlara da sevdirir.