"Kim bilir, bir insanın iyilik mi kötülük mü, dostluk mu, düşmanlık mı düşündüğünü , şöyle yüzüne bakınca kim bilir? Tanışmadan konuşup görüşmeden insan korkuludur, başka bir şeydir. Konuşup görüşüncedir ki insan, işte o zaman insan olur."
Halkı tarafından terk edildiği söylenegelen bir kasaba, bu kasabaya atanan ancak bir türlü gitme cesareti gösteremeyip kasabayı uzaktan seyreden bir posta müdürü ve sonradan görme izlenimi veren karısı, yalnız bir istasyon şefi, "Alamancı" bir genç kadın ve sürekli Almanya’yı överken köyünü küçümseyişi, hem kasabaya gidip geldiğini söyleyen hem de gitmek isteyenleri korkutarak vazgeçiren bir köylü… Korkunun esiri olmuş otobüs şoförleri ve kasaba ile ilgili civara yayılmış temeli olmayan bir korku. Korkunun nedenini öğrenip çözümlemek yerine korkudan korkmayı tercih eden insanların ruh hali… Öykü tadında tam bir Yaşar Kemal romanı.