Bu kadar güzel bir hikaye, ancak bu kadar kötü anlatılabilirdi... Yazarın kendi yaşam öyküsüymüş kitapta anlatılanlar. Yazarı tanımıyorum, kitabı da duymamıştım, arkadaşımın hediyesiydi ve konu ilgi çekici olduğu için büyük merakla okudum.
Kitabın arka kapağında "sevdiği kız uğruna" kiliseyi, ailesini vs terk ettiği yazıyor ama kitabı okurken ben öyle bir şey göremedim. Ana karakter evini terk ediyor ama cinsel eğilimleri nedeniyle yaşadığı sıkıntılardan ve de kilise, din vb kavramlar üzerinden yaşamını devam ettirmek istemediği için... Sanırım kitap ilgi çekici hale gelsin ve daha çok satsın diye yayınevi tarafından yapılan bir pazarlama tekniği, hile bu. Misyoner olması istenen, beklenen ve buna göre yetiştirilen bir kız çocuğunun gel gitleri, çelişkileri çok daha iyi anlatılabilirdi.
Kitabın adının niye böyle olduğunu, kitabı okurken anlıyorsunuz. Her şey yazarın çocukluğu ile ilgili aslında.
Kitabın bana kattığı en önemli şey şu oldu:
Yobaz ve bağnaz her yerde, her dinde aynıymış. Cin, peri, şeytan ile korkutulan, Tanrı' nın cehennemi, ateşi ve cezası ile terbiye edilmeye çalışılan çocuklar. Ve aslında hepsinin, hepimizin içine saldıkları o dehşet duygusu... Kitaptaki bu konular bizlere de uzak değil. Ancak sadece bunun için bu kitap okunur mu? Bence okunmaz. Çok tavsiye edebileceğim bir kitap değil.
