Hıristiyanlıkta ve İslamiyette Kadının Statüsü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın

Fatmagül Berktay

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Sözleri ve Alıntıları

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın sözleri ve alıntılarını, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın kitap alıntılarını, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ohoo yine elendim.
Kadınlarda yüceltilen erdemler yumuşak başlılık ve sessizlikti.
Sayfa 98 - Metis Yayınları
Reklam
Kadınların cinselliği erkeklerin; öncelikle babanın, sonra da kocanın malı olarak belirlendi ve kadının cinsel “saflığı” ( özellikle bekareti), üzerinde pazarlık yapılabilen bir ekonomik değere dönüştü. Bu durum fahişeliğin ortaya çıkmasına ve böylece, cinselliği ve doğurganlığı yalnızca bir tek erkeğe ait olan “saygın” kadın ile, cinselliği “herkese” ait olan fahişe arasında kesin bir ayrımın doğmasına yol açtı.
Sayfa 91 - Metis Yayınları
Nitekim, kadınlar, dinsel dogma ve pratiğin katı ve kendilerini kısıtlayıcı sınırlar içinde bile ifade olanakları aramışlar ve bulmuşlardır.
OK.
“Kıyamet gününde kadın evvela namazından, sonra da kocasının itaatından sorulacaktır.”
Sayfa 138 - Metis Yayınları
“(…) İnsanın bakışında çocuksu olsan hiçbir şey kalmamıştır..”
Metis Yayınları
Reklam
Boşalırken aklınızda bulunsun (!)
(...) Boudhiba ve Han gibi eğitimli yazarlar, tüm insan yaratılışının bir sperm/tohum damlasında içerildiğine inanmaktadırlar. Aslında bu görüş, yüzyıllar önce, İmam Gazali'nin dile getirdiğinde farklı değildir. Gazali, erkeğin boşalma sırasında, Kuran'ın 25. Suresinin 54.ayetini zikretmesini ister: "İnsanı bir su damlasından yaratan Allah'a şükürler olsun!"*
Sayfa 63 - Metis Yayınları, 6.Basım, Nisan 2016. * Yumurta mı o da ne? (!)
“Taciz eden”in değil de “Taciz edilen”in sınırlanması ve denetlenmesi!!
Neden “Mübah olmayan bakış”ın sahibi olan erkeğin değil de, bu bakışın nesnesi olan kadının örtünmeye zorlanarak kısıtlandığını anlamak kolay değildir. İslamcı yazar H. Hatemi’ye göre, bu konuda kadın ile erkek arasında “çok hafif” bir farkın bulunması bu duruma yol açmaktadır. Örtünme, “sadece ve sadece, kadın ve erkek arasında ‘görme yoluyla uyarılma’ açısından fizyolojik farklılık dolayısıyla, yine kadını tacizlerden korumak, onun rahatça sokağa çıkmasını sağlamak” içindir. Kadın ile erkek arasında böylesine mutlak ve değişmez bir farklılığın bilimsel olarak kanıtlanmış olup olmaması sorunu bir yana, bu tür bir “uyarılma”nın, tümüyle öznel ( kişiye bağlı) ve sonu olmayan bir şey olduğu unutulmamalıdır. Erkek uyarılacaksa, yüz ve ellerden, hatta ayaklardan da tahrik olabilir! Nitekim, gazetelerde, İran’da kadınların toplum içinde gülmelerinin yasaklandığını okuduk; ayrıca kadın sesi de avret sayıldığı için İslam popçuları arasına kadınların giremediğini de biliyoruz. Bu örnekler çok saçma görünse bile, aslında kadının denetlenmesini erkeğin dizginlenemezliğine ve kadının kışkırtıcılığına, yani biyolojik determinizme bağlayan anlayışın varacağı mantıksal sonuçlardır.
Sayfa 169 - Metis Yayınları
kadının vajinası nasıl bir ailenin namusu ile özdeşleştirilebilir ya
Aile şerefi adına ahlaki değerleri belirlenen, başta cinsellliği olmak üzere yaşamı denetlenen ve sınırlanan cins, erkek değil, sadece kadındır.
Sayfa 128 - Metis Yayınları
İşe, başlangıca dönerek başlamalıyız. Başlangıçta ise “söz” değil, Ana Tanrıça vardır!
Sayfa 42 - Metis Yayınları
Reklam
Bir mitos, yalnızca ona inanmayanlar için ‘mitos’tur ve ona ilk inananlar en başta onu ‘icat’ edenlerdir.
Sayfa 26 - Metis Yayınları, Godelier
Bütün tektanrılı dinler kadınlara ana olarak saygı gösterilmesini öngörürler.
Sayfa 108 - Metis Yayınları
“Aklın istediği, bedenden özgür olmaktı; olmadığına göre, kötünün iyisi, kendi amaçlarına tabi olan bir bedendi. Daha açık bir ifadeyle, aklım bedeni, aklın amaçlarının denetimli bir aracıydı.
Sayfa 152 - Metis Yayınları, Sara Ruddick
Kadınlar, kendi kimliklerini özgürce tanımlamak ve toplumda özerk bireyler haline gelmek istiyorlarsa “lanetli Havva” ya da “fitne yaratan kadın” imgelerinden kurtulmak zorundadırlar; bunu yapabilmek için de özellikle tektanrılı dinler ve onların kültürün her alanına sinmiş verili toplumsal cinsiyet kalıplarıyla hesaplaşmaları zorunludur. Bu nedenle, dinin doğasını ve işlevini anlamak, belki de en başta kadınlar açısından önemlidir.
Sayfa 22 - Metis Yayınları
Yahudiliğin kadınlara ilişkin anlayışı açısından son derece önemli bir nokta, Musa’nın “On Emri” arasında “tecavüz etmeyeceksin” şeklinde bir hükmün yer almamasıdır. Sina Dağı’nda Musa’ya indirilen emirler arasında zina etmeyi ve komşunun karısına göz dikmeyi yasaklayanlar vardır, ama erkeğin kadına tecavüz etmesini yasaklayan bir emir yoktur! Tecavüze uğrayan evli kadın, erkek ile aynı derecede suçlu sayılır ve taşlanarak öldürülür. Eğer erkek bir bakireye tecavüz etmiş ve bu olay kent duvarları içinde gerçekleşmişse, o zaman kız da erkekle birlikte taşlanıp öldürülür ( burada kızın tecavüze izin verdiği mantığı hakimdir: “Bağırdaydı duyulurdu”!). Olay kent duvarları dışında olmuşsa, bu kez erkek, babaya belli bir para ödemek ve kızla evlenmek zorundaydı.
Sayfa 107 - Metis Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.