Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hıristiyanlıkta ve İslamiyette Kadının Statüsü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın

Fatmagül Berktay

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Sözleri ve Alıntıları

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın sözleri ve alıntılarını, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın kitap alıntılarını, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ataerkil sistem, bir kez kendi karmaşık hiyerarşik ilişkilerin işlevsel sistemi olarak meşrulaştırdıktan sonra toplumsal, ekonomik ve cinsel ilişkileri dönüştürdü ve bütün düşünce sistemlerine egemen olarak, özellikle cinsiyet kimlikleri ve rolleri konusunda bir dizi önkabulün yerleşmesine yol açtı.
Müslüman bir Arap kadınının isyanı...
Despotluk ve baskının eseri olan bu haksız peçelenme yasası da nedir? Bu zorunluluk Allah'ın ve onun peygamberinin kitabının çiğnenmesi demektir. Bu yasa, kadınları fiziksel güçle boyunduruk altına almış olan erkeğin yasasıdır. Bu yasayı yapabilmek için erkek, Allah'ın kitabına müdahale etmiş, onu tahrif etmiştir.
Sayfa 239
Reklam
Bunu kafaya takan tek ben değilmişim
İslam'ın cennet tasarımı açık bir çelişki içerir: Kadınların cennete girmesi, mümin oldukları için doğrudan, müminlerin zevceleri oldukları için de dolaylı olarak güvence altına alındığı halde, cennet mekanı, yalnızca erkekleri mutlu edecek biçimde düzenlenir. Ayrıca, sonsuza dek güzel, genç ve bakire kalacak cinsel bir eşin, yani hurinin varlığı, yeryüzü kadınlarının varlığını dışlar. Oysa birçok ayette, mümin olmanın gereklerini yerine getiren fani kadınların da erkeklerle eşit koşullarda cennete girmeyi hak ettikleri belirtilir.
İslamiyet'in eşitlikçi ahlaki vizyonu ile kadınların pratikteki eşitsiz konumları arasında bir gerilimin varolması -bunun Kuran'ın kendisinde bile farklı ayetler arasında izlenebilmesi- inanan kadınlar açısından, içinde bulundukları sistem ile çelişkinin billurlaştığı bir alandır ve başkaldırı olanağı da işte burada somutlaşmaktadır. Nitekim, Müslüman kadınların yer yer bu olanağı kullanmaya başladıklarına tanık olmaktayız; ancak, bu konuda herhangi bir yargıya varmak için henüz erken olmakla birlikte, bizzat dogmanın kendisinden gelen ve yüzyıllar boyuncaki uygulaması tarafından daha da pekişen özelliklerinden dolayı, İslam'ın sınırları içinde kalarak direnmenin ve kadın-erkek eşitliği gibi onun özünü etkileyecek bir değişiklik yapmanın, olanaksız değilse bile, çok zor olacağını söylemek, herhalde aşırı bir kehanet olmaz.
Sayfa 125 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Özgürleşme ve kendini gerçekleştirme çabası içindeki bütün kadınların ve erkeklerin, bir ideoloji olarak tektanrılı dinlerin insan yaşamını sınırlandırma, insanı kendisine yabancılaştırma ve verili düzeni koruma işlevleri üzerinde düşünme; bu dinlerin dayattıkları toplumsal cinsiyet kalıplarını ve eşitsiz cinsiyet ilişkilerini sorgulama; kısacası, din olgusuyla bir hesaplaşma gereksinmesiyle yüz yüze olduklarını düşünüyorum.
Sayfa 12 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Gazali, İhya ül-umum id-din
"Kadın... kendine ait özel bölmede kalmalı ve iğinin başından ayrılmamalıdır. Dama gereğinden fazla çıkmamalı ve buradan sağa sola bakmamalıdır. Ayrıca komşularıyla çok az konuşmalı ve onların evine gitmemelidir."
Sayfa 153
Reklam
Allah bizi böyle, bir amaç için, yarattı ve bizim de bunu kabul edip kendimizi buna teslim etmemiz gerekir...Böylece, kadın ve erkek, her biri diğerini tamamlayacak şekilde işlevsel olarak farklı yaratılmıştır. Erkeğin, kadının duygusal hassasiyetine ve yumuşaklığına ihtiyacı vardır, kadının da erkeğin güçlü, gerçekçi ve erkekçe korumasına...
Sayfa 228 - Metis YayınlarıKitabı okudu
İmam Gazali, İhya ül-ulum id-din' de kadını şöyle tanımlar: Kadın...kendine ait özel bölmede kalmalı ve iğinin başından ayrılmamalıdır. Dama gereğinden fazla çıkmamalı ve buradan sağa sola bakmamalıdır. Ayrıca komşularıyla çok az konuşmalı ve onların evine gitmemelidir.(!)
Sayfa 169 - Metis Yayınları
İmam Gazali, İhya ül-ulum id-din'de kadını şöyle tanımlar: "Kadın kendine ait özel bölmede kalmalı ve iğinin başından ayrılmamalıdır. Dama gereğinden fazla çıkmamalı ve buradan sağa sola bakmamalıdır. Ayrıca komşularıyla çok az konuşmalı ve onların evine gitmemelidir." Burada, kadınları yalnız bırakma ve hemcinslerinden soyutlamanın da onlar üzerindeki denetimin nasıl önemli bir parçası olduğu açıkça görülmektedir. Toplumsal denetimi kurmanın bu boyutu da, tıpkı diğerleri gibi, elbette yalnızca İslam'a özgü değildir: Gazali'nin, erkeklerin kesinlikle uzak durması gereken kadın tipi olarak şadaka, yani çok konuşan kadını örnek göstermesi ile Eski Yunan'daki "en iyi kadın, ortalıkta en az görünen kadındır" anlayışı arasında fark yoktur. Ayrıca, Batı geleneği, "çok konuşan" kadınları "cadı" diye mahkûm edip yakmasıyla, bu noktada, İslam toplumlarına gerçekten "fark atar".
Sayfa 153 - Metis YayınlarıKitabı okudu
İranlı kadınlar, devrime kitleler halinde katıldılar (bu konuda da hem kadınlar, hem de mollalar tarihe gönderme yapabilecek durumdaydılar, çünkü Anayasal Devrim sırasında da kadınlar seferber edilmişlerdi). Batılı gözlemciler, bu normal olarak "evde oturması gereken çarşaflı ve çoğu da peçeli kadın kalabalığı karşısında şaşkınlığa uğramışlardı. Şah'ın devrilmesinin üzerinden henüz iki ay bile geçmeden, 1979 Mart'ında, Uluslararası Kadın Günü'nde, gene binlerce kadın bu kez de peçenin zorunlu hale getirilmesi planlarına karşı gösteri yapıyorlardı. Ama, Humeyni'nin iktidarı tümüyle ele geçirmesinden kısa bir süre sonra, kadınlar peçeden kurtulamadıkları gibi, önceki rejimde elde etmiş oldukları hak ve özgürlüklerin çoğunu da yitirmek durumunda kaldılar.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.